Anasayfa
BEYPINARI’NDAN TARİHİ BİR ÖYKÜ
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Perşembe, 03 Aralık 2015 18:37
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 3306
BEYPINARI’NDAN TARİHİ BİR ÖYKÜ
Beypınarı, Büyükkarapınar Yaylası’nda bir su kaynağının adıdır. Benzerleri olan Paşapınarı, Soğukpınar, Akpınar (Akumuğar ), Kirazoğlu ve Oluklu gibi nice kaynak sularından farklı bir öyküsü var. Bu öyküye girmeden önce bu pınarın özelliğinden kısaca bir bahsedelim: Ben pınarı en son 2009 yazında Köyüm Büyükkarapınar kitabın yazmak için bilgi toplama amacı ile yaylaya gittiğimde görmüştüm. Pınara 6-7 m yakın giderindeki dere boyunda kayalar üzerine oturduk, ağabeyim Ali Şimşek, Muhtar Hüseyin, Muhtar Ali Sezer ve Çerkez’in Lütfi ile birlikte domates, karpuz, peynirden oluşan katıklarımızla karnımızı doyurduk ve kana kana suyunu içerek pınara olan hasretliğimizi gidermiştik. Bu pınarın suyu baharda biraz çoğalsa da debisi yaz kış aynı sayılır. Ne azalır ne çoğalır. Dağın derinliklerinden süzülerek dağ eteğinin bitiminde tarlalara yakın bir yerden çıkar. İnsanlarımız, diğer su kaynaklarında oynayıp tahrip ettikleri gibi bu pınarla da oynamışlar ama kayalık bir dağın dibinde olduğu için kaynağın yerini değiştirip orijinalliğini bozamamışlar. Önüne sonradan dikilen meyve bahçelerini sulama amaçlı betondan bir havuz yapmışlar. Tek değişen şey önündeki betondan yapılmış havuz.
Beypınarı, yaylamızdaki su kaynaklarının en iyi içilebilir bir su kaynağı olarak bilinir. Billur gibi arı duru tertemiz taşlar arasından süzülerek çıkar, su olarak kendinden emin bir hâli var, sanki güvenircesine kendini sunar size.
Çocukluğumda, Beypınarı ile çok haşır neşir olmuştum. Şimdi “gen “olan Sulan tarafından tırmanırken kaynağın sağındaki tarlalarımızda gönen eder ekin sulardık. Tarla boyu uzanan özde baharda çok güzel yarpızlar olur haşlanmış yumurta ile ekin sularken taze taze koparır yerdik. Beypınarı, yaylanın o kuru havasında bulunduğu vadiye yeşil, canlı bir hava verirdi.
2010 yılına kadar Beypınarı’nın tarihi bir öyküye sahne olacağını bilmiyordum. Öğrenince önce inanmadım, sonra belgeleri ve öyküleri yan yana koyunca bu su kaynağının yakınındaki bir kiliseye nasıl su verdiğini öğrendim. Olay şöyle gelişir:
Karapınarlılar bilir, Akpınar (akmuğar ) tarafından gelen kervan yolu Mezarlık Gediği’nden geçer. Şimdi motorlu taşıtlar için Ardıçyüzü’nden yeni bir yol çıkar yaylaya. Bu yol Oluklu’da eski kervan yolu ile birleşerek Mezarlık Gediği’ni aşar doğruca İnöğü denilen yerden Tuzluk’tan Elmayurdu ve Tepebaşı yaylalarından Alanya tarafına gider. İşte Mezarlık Gediği’ nin Ladinlik tarafında 1700 rakamlı bir tepede taa uzaklardan bakılınca bir kemer görürsünüz. Bu kemer zamanla yıkılan bir kilisenin bir ayağıdır. Tapu kayıtlarında bu kilise 1900’lü yıllarda Sarıkilise olarak geçer. Hristiyanlığın ilk gizli yayılma döneminde, muhtemelen MS. Dördüncü yüzyılda yapılmış. Bulunduğu yerden çok uzaklardan gelebilecek tehlikeleri görebilecek bir konumdadır. Çok yakınında doğu kesiminde ormanlık (Ladinlik ) bir alan vardır.. Bu ormanlık alan ve batısındaki dağlık alanın derinlikleri onları gizleyecek ve koruyacak bir yerlerdir. Canlılar için birinci derecede elzem olan, yiyecek, içecek ve giyecektir. İşte bu kilisede yaşayanlar su ihtiyacını Beypınarı’ndan künkleri döşeyerek getirtmişler Mezarlık Gediği’ndeki alçak kısmı birleşik kaplar sistemi ile aşmışlardır. Öyle bir zaman gelir ki suyolu bozulur ve kiliseye su varmaz olur. İşte imparator ZENON** zamanında bu su yolu yeniden onarılıp kiliseye su akıtılır ( 488 ). Bunu nereden biliyoruz sorusuna gelince, şimdi Polonya Müzesi’nde bulunan bir yazıttan anlıyoruz.* Yazıtta,
“ Parlak Zenonopolis kentinin imanlı piskaposu Firminianos lavus Longinus’un konsüllük görevinden sonra Aziz Sokrets’in su yolunu tümüyle yeniden inşa ettirmiştir. Su şubat ayında muzaffer şehidin çeşmeli havlusuna akmıştı…” demektedir.
02.12.2015. Hasan ŞİMŞEK
*Bakınız, Şimşek Hasan, Köyüm Büüykkarapınar. s.298-306.
* Zenonopolis, İmparator . Zenon’un köyüdür. B.Karapınar’ da Uzunalan, Kozbaşı ve Örene yerleşme alanıdır. Çukur arığının üzeride mezarlıklarıdır.
TAŞELİ'NDE BİR İMPARATOR KÖYÜ
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Çarşamba, 04 Kasım 2015 19:23
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 3251
TAŞELİ'’NDE BİR İMPARATOR KÖYÜ
Bu imparator öyle çakma bir imparator filan değil gerçek, Bizans İmparatoru Zenon’un doğduğu ve yaşadığı köyden Elmayurdu/ Büyükkarapınar’dan ve imparatordan ve Aziz Sokrates/Sarıkilise’den bahsedeceğiz.Defineciler her yerde olduğu gibi Aziz Sokrates Kilisesi’nin temellerini dozerle gömü/buluntu/para bulacağız diye yağma etmişler temelinde büyük tahribatlar yapmışlardır. Azizi Sokrates Kilisesi’nin kalıntısı olan tek kemer Yayla turizmi için iyi bir reklam eksenidir. Koruyup gelecek nesillere tarihi miras olarak bırakmak Karapınarlıların tarihe olan borçlarıdır.
Bizden önce topraklarımızda yaşayan hemşehrimiz imparator Zenon’u yöreye su yolları, normal kervan yolları gibi yollar yaptırarak büyük hizmetleri var. Eskiler bilirler patika yollardaki bozulmadan günümüze kadar gelen döşeme taşları Bizans dönemi kalıntılardır. Bizans ve Selçuklular dönemlerinde henüz bizim köy kurulmamıştır. Böyle bir köy yoktur. Daha sonra Elmayurdu (İznebol ) toprakları içine aşı edilmiş bir köydür. Aslında bu anlattığımız tarih, genelde Taşeli Yöresi ve özelde Elmayurdu’nun sonradan bizim ortak tarihimizdir. İmparator Zenon’un Büyükkarapınarlı olduğu tarihi bir gerçektir. 2009 yılında NTV Tarih ve 2010 yılında Tarih Vakfı dergisi bilimsel yayınları ile bunu belgelemişlerdir.