Anasayfa
KÖYÜ YAŞAMAK
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Cuma, 19 Aralık 2014 18:15
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2978
KÖYÜ YAŞAMAK !
İnsan uzakta da olsa işten güçten kopup düşünmeye başlayınca ister istemez doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği topraklar aklına gelir. Gün içinde an an köyü yaşasak da sabahları evden çalışma ofisine giderken köyü daha çok yaşarım. Bunun nedenleri mi? Anlatayım: Evden otobüse bininceye kadar yürüdüğüm süre 12 dakika. Bu on iki dakika içinde neler görürüm. Bahçe içindeki sayısız gül çeşitleri ve süs bitkileri, Site’den çıkınca karşımda ana yol kenarında derinliği 30 metre, uzunluğu 500 metre olan bir yamaçtaki genç ve heybetli çam ağaçları bizim koruyu anımsatır. Yılda iki defa yaklaşık 40-50 cm büyüyen bu ağaçların fidanını bağlı olduğumuz Bakırköy Belediyesi vermişti. Minnacık fidan çukurlarını açarak çevre halkı ile birlikte 19 sene önce dikmiştik, o kocaman çam ağaçlarının bulunduğu koruluğu. Bu küçük koruyu tırmanıp ana yolun karşı tarafına geçince Abdurrahman’nın bahçesindeki Dıhan (Tıhan ) ağacını görürür gibi oluyorum. Abdurrahman’ın bahçesindeki o ağaç şimdi yok, yerinde yeni bir ev var. Tıhan ağacını on metre kadar geçince şu bizim çitlembik çalıları ve tohumları var ya , ben onun dev ağacını ve kahverengine yakın dallarının ucunda tohumlarını görürüm. Ermenek ve Bozkır pazarında bunun tohumlarını çerez olarak yenilsin diye satarlar. Oysa çitlembik tohumu, bizim köyde keçiler için çok güzel besleyici değeri yüksek bir yemdi. Bu devasa çitlembik ağacından gözlerinizi ayırınca karşıda iki tane yine devasa genç katran ağaçların bütün heybetiyle görürsünüz. Hemen yanında tren köprüsünün kulağında tohum tutmuş ve kurumaya başlamış insan boyu çaşırları görünce, köyümüz yaylasında Goyak’ta bir kök çaşır için kavga eden insanlarımızı ve yaylamızı düşlersiniz. Daha ilerisinde bahçe içinde kimsenin dönüp bakmadığı, tadını bile bilmediği ceviz ağaççıklarını görür ve köyü yaşarsınız derken, tam otobüs durağına yaklaşınca önce çiçeklerle bezenmiş kaldırım kenarlarını ve yine devasa çitlembik ağaçlarını görür tohumlarının üstüne basa basa durağa ulaşırsınız. Pazar hariç her sabah azgın çam koruluğu, tıhan, katran, çaşır, ceviz, çitlembik istesem de istemesem de bana köyü yaşatır. Köyde olmasak da, o yüce dağların enginliğini ve hür havasını bulunduğum megakentte gördüğüm benzer ve aynı bitkiler sayesinde köyü az da olsa yaşıyor ve sıla hasretinin özlemini bir nebze olsun gideriyor. 10 Kasım 2012.Hasan ŞİMŞEK
ZENONOPOLİS VE KALE YIKIĞI ( 2)
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Perşembe, 23 Ekim 2014 16:58
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2904
ZENONOPOLİS VE KALE YIKIĞI ( 2)
Bir önceki yazımızda İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Saner’in Büyükkarapınar Yaylası’ndaki Aziz Sokrates Kilisesi ( Kisse Örenyeri/ Sarı Kilise)’nin yerinin tespiti ve kalıntının özeliklerini yazmıştık. Kaldığımız yerden devam edelim:
“ Aziz Sokrates Kilisesi’nini mimarî belgelenmesi tamamlandıktan sonra, aşağıda ( aşağıda derken Yayla’daki kalıntı ile köy arasındaki yükselti farkı 1650-1200= 450-500 m kadardır. ) Büyükkarapınar içinde antik yerleşmeye ait izler aranmıştır. Bu inceleme kapsamında, köyün ( ve olasalıkla antik kasabanın da ) kuzeybatısındaki kayalık yamaca ( 1) yerleşen nekropol ( mezarlık ) alanı, yine bir vaziyet planı verecek oranda ölçülerek işlenmiştir. Burada ağırlıklı olarak beşik çatı biçimli, akroterli kapaklara sahip kayaya oyma lahitler ( mezarlar ) bulunmaktadır. Hem yasa dışı kazılarla, hem de köyün su ihtiyacına yönelik yeni bir hattın döşenmesi sırasında çok sayıda mezar kapak levhası ortaya çıkmış, alanda yaygın vaziyette bırakılmıştır.
Antik şehrin hangi alanda geliştiği sorusu ise yüzey incelemelerine rağmen şimdilik yanıtsız kalmış dese de yazarımız Turgut Saner, Uzunalan mevki ve Aşağı Kozbaşı mevkiinde özellikle Ellezlerin tarlalarının çevresi ve köylüler tarafından da Örene denilen Örenyeri, Zeno’nun köyü ( İznebol ) olması kuvvetle muhtemeldir. Öyle sanıyorum ki Sayın Prof.Dr.Turgut Saner, meyve bahçeleri içinde kalan Uzunalan, Örene Eskikoru, Göl, Aşağı Kozbaşı gibi antik kalıntıların bulunduğu yerlerinde inceleme yapma imkânı bulamamıştır.( 2)
Köyün iskân edilmiş bölgesinde ise ev duvarlarına entegre durumda, mimari anlam taşıyabilecek parçalar tespit edilmiştir. Bunların sayısı fazla değildir. Profilli birkaç blok ve levhanın yanında, yine bir köy evinin duvar örgüsü içinde kullanılmış bir sütün başlığı dikkate değer buluntulardan sayılmalıdır. Duvarlar içine yerleştirilmiş bu öğeler 2009 yılı çalışmalarında ölçülerek belgelenmiştir. Antik yerleşmeden hiçbir izin kalmadığını yazıt araştırmacılarından Bean ve Mitford 1964 tarihli yazılarında dile getirmiştir.
Turgut Saner’e göre “ yayladaki kilisenin bulunması, belgelenmesi ve bir olasılıkla yazıtta geçen Aziz Sokrates ile ilişkilendirilmesi Zenonopolis araştırma tarihi açısından önemli bir yeniliktir.”
Bilim Heyeti ,Zenonopolis’in Türkçeye uyarlanan adını yakın tarihe kadar taşıyan İznebul ( bugün Elmayurdu ) Köyü’nde kısa bir inceleme gerçekleştirmiş, ancak taşınarak buraya getirilmiş bir öğütme taşının dışında , köy alanında herhangi bir antik iz saptanmamıştır.Hem Büyükarapınar’da hem de Elmayurdu’nda mezarlık alnındaki incelemeler ise antik çağa (3 ) ilişkin bilgi vermese de 19.yüzyıl sonraları ve 20. yüzyıl başlarından belgelenmeye değer sayılabilecek mezar taşlarının varlığını göstermiştir.
Antik Çağ’a ilişkin 2008 kampanyasının özgün bir tespiti Büyükarapınar Yaylası’nın da epey yukarısında, (tahminen 1900- 1950 m, yayla 1600-1650 m ) kayalık zirvelerden birinin üzerinde varlığı saptanan tahkîmat yapısı olmuştur. (Köylüler bu yapıya “Kale ya da Kale Yıkığı “ çevresindeki yüzeye de “Kalenin Kır “ derler.) Köylülerin bu konudaki bilgilendirimeleri esas alınarak yukarıya çıkılmış ve zirvede büyük dikdörtgen bloklardan inşa edilmiş yapı kalıntısı ile karşılaştırılmıştır. Yapı çizgisel bir gelişim göstermekte, tanımlı bir alanı sarmamaktadır. Her iki uçta ve bir de ortada toplam üç burç bulunmakta, bunlar bir ana duvar ile birbirine bağlanmaktadır. Yapının yer aldığı zirvenin hemen altında büyük kaya yüzeylerinin düzlendiği görülmektedir. Taşlar bu kayalardan ve yakında bulunan başka ocak yerlerinden çıkarılmıştır. Tahkîmat, 2009 çalışmasının odaklandığı alanlardan biridir. Çevreye hâkim konumda yerleştirilmiş olması ilk anda gözetleme ve kontrol işlevini akla getirmektedir. Düzgün kesme taş ile gerçekleştirilen inşaatta bağlayıcı harç veya kenet kullanılmamıştır.. Bu mimarî, iri düzgün blokların gösterdiği gibi her durumda bir Orta Çağ yapısı değil,Grek-Roma esaslı bir düzenlemedir.Antik Isauria Bölgesi’nin az tanınan mimarisi içinde önemli bir yer tutuyor olmalıdır. Duvarlar yer yer ancak birkaç sıra yükseklikte korunmuştur. Sözü edilen bu yere ( Kale Yıkığı’na ) insanlar ve hayvanların ulaşması kolay bir yer değildir tenhada ve dağın zirvesinde kalır. 23.10.2014. Hasan ŞİMŞEK
----------------------------------------------------------------------------------
Sözü edilen nikropol (mezarlık ), köylülerin Çukur olarak adlandırdığı yerdeki Köy Arığı’nın üstü.
Köyüm Büyükkarapınar kitabında bu konularla ilgili geniş bilgi verilmiş ve antik çağ kalıntıları resimlendirilmiştir.
İznebol (Elmayurdu ) sınırları içinde kalan ve köye göre bir hayli yüksekte ve köyün kuzeydoğusunda kalan Karatepe eteklerinde antık çağa ait kalıntıların varlığı define avcıları tarafından tespit edilmiş ve aranmıştı.