Anasayfa
ERMENEK SEPOZYUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Cuma, 28 Eylül 2018 17:14
- Yazar: alidokur
- Gösterim: 2158
ERMENEK SEPOZYUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi tarafından düzenlenen “Uluslararası Geçmişten Günümüze Ermenek ve Çevresi Sempozyumu “ 02-04 Ağustos 2018’de Ermenek’te Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezinde yapıldı.
Çeşitli alanlarda 118 bildirinin sunulduğu sempozyumda, derinliğine olmasa da Ermenek ile ilgili konular ana başlıklar hâlinde gündeme getirilip işlendi.
Sayın Rektöre Prof. Dr. Mehmet AKGÜL başkanlığında organize edilen sempozyumda organize, Ermenek’te Selçuklu Otel’in verdiği hizmet ve Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi hizmetleri ve Ermenek Belediyesi’’nin katkıları mükemmel denilecek kadar güzeldi. Sekreterya hizmetleri, akademisyenlerle olan iletişim, ulaşım ve konaklama kusursuzdu. Şüphesiz Selçuk Ecza Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sonay GÜRGEN ve Otel Müdürü Ata GÜR’ün misafirleri karşılamadaki titizliği her türlü takdirin üzerinde idi.
Yetersiz olan, çoğu konuların internet bilgilerine dayanılarak hazırlanmış olması, yöresel kaynaklara ve kişiler dayanılarak hazırlanmamış olması bir eksiklik olarak tebliğlere yansıdığını söyleyebiliriz. Bunun da nedeni üç ayrı salonda üç ayrı izleyiciler tarafından sunucuların izlenmiş olması ve en önemlisi bildirilerin sunum sonrası noksanlarının ve küçük yanlışlarının düzeltilememesi , buna olanak sağlanmamış olmasını söyleyebiliriz. Sunum sonrası zaman darlığı nedeni ile tebliğler hakkında eleştiri yapılmamış olmasını ciddi bir eksiklik olarak görüyoruz. Umarım ki basım aşamasında, işlenen konuların bazı ufak tefek yanlışları ve eksikleri giderilecektir.
Ermenek Sempozyumunun şüphesiz çok olumlu yanları da oldu: öncelikle, KMÜ kampüsten çıkarak çevre ve çevresi sorunları ile daha yakından ilgili olduğunu gösterdi. 200’e yakın bilim adamı ve araştırmacı Ermenek ve Çevresini tanıma imkânı buldu.
İlimiz Karaman’ın üç ilçesi Ermenek-Sarıveliler ve Başyayla çeşitli yönleriyle konuşmacılar/ tebliğ sunucuları tarafından tanıtıldı. Sunulan tebliğlerin kitaplaştırılarak ilgili çevre ve kişilere hizmet olarak sunulacağını biliyoruz.
KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet AKGÜL’ün göreve gelmesiyle birlikte KMÜ’de bir hareketlilik, kampus dışına açılma çevre ili ilişkilerin bilimsel bir çerçevede bakışa doğru yöneldiğini görüyoruz. Daha başka bir ifade ile KMÜ artık, bilimsel çalışmalarını ve projelerini hayata geçirmek için kampus dışına adımını atmıştır.
Sayın Lütfi ELVAn bakanımızın desteği ve Sayın Fahri MERAL valimizin üç gün boyunca sempozyuma iştirakı ve çevre incelemeleri yöre için güzel bir tanıma ve bilgilendirme çalışması oldu.
Em. Öğr .Üyesi Süleyman Bolay, Em.Öğr. Üyesi Prof Dr. İbrahim CEYLAN, Em. Öğr. Üyesi TOBB Eski Rektörü Tahsin KESİCİ’nin sempozyumu onurlandırmaları katılımı ve katkıları ve değerlendirmeleri sempozyuma artı değer katmıştır.
Başta Sayın Rektör AKGÜL olmak üzere, sempozyumu tertip eden KMÜ yönetimine, ülke çapında katılan bilim adamlarına emeklerinden ve sunumlarından dolayı yörenin bir yazarı olarak teşekkür ederiz. 16.09.2018. Hasan ŞİMŞEK
ERMENEK VE ÇEVRESİ SEMPOZYUMU
- Detaylar
- Kategori: Büyükkarapınar Yazıları
- Yayın tarihi: Cuma, 28 Eylül 2018 16:42
- Yazar: alidokur
- Gösterim: 2288
ERMENEK VE ÇEVRESİ SEMPOZYUMU
Çok Değerli Sempozyum Üyeleri,
Sevgili Hemşehrilerim!
“Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi “Geçmişten Günümüze ERMENEK ve ÇEVRESİ SEMPOZYUMU” adı altında düzenlemiş olduğu bu sempozyumda “ERMENEK VE ÇEVRESİ”ndeki “Hayvan Varlığımız” ile ilgili tebliğimi sunmadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla ilçelerimizdeki büyük ve küçükbaş hayvan varlığına girmeden önce, hayvanlara barınak olan ve onların beslenmesini sağlayan Yöremizin coğrafyasının konumuna, yüzey şekillerine, iklimine ve bitki örtüsüne ve hayvanları besleyen nüfusa genel olarak kısaca anlatmakta fayda var.
Taşeli Platosu’nun tam ortasında bulunan Ermenek’e ve çevresine değinmeden önce Taşeli Platosu hakkında kısaca bilgi verecek olursak,
Taşeli Platosu, Güney Anadolu’da Orta Toroslarda yer alır. Batıda Akseki, doğuda ise Mut-Silifke hattı ile sınırlanır. Göksu havzası ile Orta Anadolu yüzünü ayıran, yani Orta Toroslara giren son devamlı düzgün kıvrımlı sıradağlar, kuzeydeki sınırı oluşturur. Konya ve Karaman ovalarının bitiminde sıradağlar platonun kuzey sınırlarını belirler. Platonun güneye bakan yamaçları hemen hemen 1000 metreye varan uçurumlar ile sahillere (Anamur, Gazipaşa ve Alanya) inerler. Buna karşılık kuzey hattı, Göksu nehrinin kaynaklarını aldığı yerlerden daha yumuşak bir inişle Orta Anadolu Bölgesi’ne bağlanır. Platonun üstü, coğrafi tanımına uygun bir şekilde 1200-1800 yükseklikte düzlüklerden oluşur. (bk. İZBIRAK, Prof. Dr. Reşat; Coğrafya Terimler Sözlüğü)
Platonun kuzey taraflarında kara iklimi egemen olsa da güney kısımlarında Akdeniz iklimi görülür. Kıyıdan/güneyden iç kesimlere doğru gittikçe dağ sıraları Akdeniz ikliminin etkisini engeller. İç kesimlerden kuzeye doğru yaklaştıkça karasal iklim kendini bütün özellikleri ile belli eder.
Bitki örtüsü: köknar (ladin), sedir (katran), ardıç, andız gibi iğne yapraklılar ile dişbudak,şimşir, meşe, ahlat, alıç gibi geniş yapraklı ağaçlarla kaplıdır.Platodan deniz kıyısına doğru gidildikçe dağ eteklerinde ve yamaçlarda karaçam, servi, kızılçam gibi iğne yapraklılar ile defne, zeytin, keçiboynuzu, piynar meşesi ve fundalıklar görülür.
Plato, Karamanoğullarının 1228 yılında buraya gelmesiyle birlikte Türkmenlere yurtluk yapmış, yazları hayvanları ile birlikte bu yaylaklarda barınmışlar, kışları ise Anamur, Gazipaşa, Alanya gibi sahilde bulunan yerleşim yerlerine göçmüşlerdir. Burası konar göçer (Yörüklerin) insanların en çok bulunduğu yerlerden biridir. (bk. ŞİMŞEK, Hasan; Köyüm Büyükkarapınar)
Platonun güneyinde yer alan Taşeli Yöresi, Antalya’nın doğusundan başlayarak kıyıda Alanya, Gazipaşa, Anamur, Bozyazı, Aydıncık ve Silifke’nin batı kesimleri ile iç kesimlerde Gülnar, Mut, Ermenek, Kazancı, Güneyyurt, Başyayla Sarıveliler, Göktepe gibi yerleşim birimleri yer alır. Antik Çağ’da bu yöreye Dağlık Kilikya da denirdi. Yöre “Antik Çağ”dan günümüze birçok kavimlere ev sahipliği yapmıştır. Yörenin yüzey şekli ve toprak yapısı çok kayalık olduğundan Taşeli denmiştir. Taşeli ormanları tarih boyunca Akdeniz ülkelerinin kereste ihtiyacını sağlamış, platoda dolaşan kıl keçiler yöre halkının ana besin kaynağı olmuştur. Plato kıl keçilerin doğal yaşam alanıdır.
Her ne kadar konumuz, Ermenek ve Çevresi (Ermenek, Başyayla, Sarıveliler)sınırları olsa da, Mersin ve Antalya, Konya ilinin ilçe topraklarına da geçmişte olduğu gibi az da olsa günümüzde de küçükbaş hayvanlarının doğal yayılma alanı olduğu görülür. Komşu illere bağlı ilçelerle Ermenek ve çevresinin doğal sınırları yoktur. İnsanların olduğu gibi birlikte yaşadıkları hayvanların da yaşam alanları komşu ilçelere özellikle Anamur, Gazipaşa ve Alanya’ya ile iklimsel olarak doğal bağlılıkları olsa da biz konumuzu işlerken Ermenek ve çevresine (Başyayla, Sarıveliler) bağlı kalacağız.
Bu üç ilçenin yüz ölçümüne ve nüfus hareketlerine bakacak olursak,
Ermenek’in yüz ölçümü: 1645 kilometre kare, nüfus da yıllara göre, 2014 yılında, 29.957, 2015 yılında,29 558, 2016 yılında 29.475,2017 yılında ise 28 903 kişidir. Tedricen azalan nüfusun 4 yıllık kaybı 1054 kişidir. (bk. https://www.nufusu.com/ilce/ermenek_karaman-nufusu)
Başyayla’nın yüzölçümü: 160 kilometre kare, nüfus da yıllar göre 2014 yılında 3861, 2015 yılında 3706, 2016 yılında 3662, 2017 yılında ise 3651’dir. Tedricen azalan nüfusun 4 yıllık kaybı 210 kişidir.(bk.https://www.nufusu.com/basyayla_karaman-nufusu)
Sarıveliler’in yüz ölçümü: 343 kilometre kare, nüfusu da yıllar göre, 2014 yılında 12.146, 2015 yılında 11.622, 2016 yılında 11.428, 2017 yılında ise 11.251’dir. Tedricen azalan nüfusun 4 yıllık kaybı 895’tir. (bk. https://www.nufusu.com/ilce/sariveliler_karaman-nufusu)
Hayvan Varlığını işlediğimiz eski İÇİL’in bir parçası olan Ermenek ve Çevresi 36-58 Kuzey Paraleli ile 32-33 Doğu Meridyeniarasında kalan, toplam üç ilçeden oluşan 2.148 kilometre kare alanı bulunan ve 2017 yılı sonu nüfusuna göre 43.803 kişi barındıran bir yurt parçasıdır. Ortalama kilometre kareye 20 kişi düşmektedir. İlimiz Karaman’da 28, Türkiye genelinde kilometre kareye düşen insan sayısı 103 civarındadır. Türkiye’nin en tenha yerlerinden biridir. Yöremize nüfusun seyrekliği, arazinin dağlık ve sarp olması nedeniyle bakıldığında, özellikle küçükbaş hayvanlarından kıl keçilerin yaşam alanları bakımından en uygun yerlerdir.
Osmanlı Dönemi’nde ailelerin tamamı, hem tarımla ilgili faaliyetler, hem de ulaşım ve taşımacılık ihtiyaçları için, yeteri sayıda hayvan besleyicisi durumunda olduğundan hayvanlardan Adet-i Ağnam adı altında vergi toplanırdı. Cumhuriyet Dönemi’nde de bu vergi Hayvanlar Vergisi adı altında alınsa da ülkemiz sanayileştikçe vergi oranı yıllara göre tedricen düşürüldü ve 1 Ocak 1962 yılında 4226 sayılı yasa ile tamamen kaldırıldı. Bu ayrıntıya girmemdeki temel neden geçmişte insanlarımızın hayvanlarının gerçek sayılarını vergi nedeni ile düşük tutmalarıdır. (bk. ŞİMŞEK, Hasan; y.a.g.e.s.154)
Elimizdeki verilere göre, gerçeğe yakın en sağlıklı hayvan sayıları ile ilgili bilginin derlenip toplandığı yıl 1965’tir. Dönemin Ermenek Kaymakamı (sonra Eskişehir-Antalya Valisi, Profesör ünvanı alacaktır.) Bahattin GÜNEY’in yaptırdığı çalışma ile derlenen ve teksire basılan “Ermenek ilçesi Merkez, Kasaba ve Köylerinin incelenmesi” adlı kitaptaki 1965 yılı verilere göre davar varlığı:
Koyun |
17.517 |
Kıl keçisi |
85.604 |
Sığır |
17.987 |
At, katır |
736 |
Eşek |
6.100 |
Toplam Sayı |
127.944 |
Toplam hayvan varlığının 103.121’i davar, 17.987’si sığır 736’sı at ve katır, 6100 adeti ise eşektir.
(bk. www.hasansimsek.com.tr, Kıl Keçiler Gözden Çıkarıldı mı?)
1844-1845 yılları ve sonraları Temettüat defterlerine geçen sayılara göre, vergiden muaf bu sayı Ermenek’teki hayvan varlığını gösteren ve gerçeğe en yakın sayıdır demek yanlış olmaz.
Benim, yöremizdeki hayvan varlığı ile ilgilenmem 2009 yılında“Köyüm Büyükkarapınar” kitabını yazarken (1950-1960) çocukluk yıllarımdaki köyün yaşantısı ile ilgili olarak görseller üzerinde çalışırken, kocaman köyde bir keçi bulup fotoğrafını çekemedim, üzüldüm. Kitabımdaki 450 civarındaki görsellerden sadece “bamya, çaşır, keçi, tavuk” internetten indirme görsellerdir. 1960’lı yıllarda ortalama iki sürü hâlinde varlığını sürdüren ve sayıları 1600 civarında olan davar (koyun keçi) sürüsü tarımdaki hızlı dönüşüm nedeni ile 2000’li yıllara gelindiğinde yok edilmiş biz de çocukluğumuzda iç içe yaşadığımız koyun ve keçi sürülerinin fotoğraflarını çekemez duruma gelmiştik. 2010 yılında, insanlar, kuş gribi gerekçesi ile itlaf edilen kümes hayvanlarının sonucunda, yumurtayı köy bakkalından satın alır hâle gelmişlerdi.
Ermenek ve Çevresinde 2009-2010 yıllarında yaptığım gözlem ve incelemelerde,
Yöre halkının “Kuş gribi nedeni ile evlerinde besledikleriüç beş tavuk yok edilmiş, yasaklanmış,yumurtayı ve tavuk etini marketlerden satın alır duruma gelmişler.” Öte yandan koyun ve keçi besleyemez, kırda bayırda, meralarda dolaştıramaz olmuşlar. Orman ve Çevre Bakanlığı görevlileri çobanların acımasız takipçisi olmuş, yaşam alanlarından sürülüp çıkarılmak, yok edilmek istenmiştir. Çobanlar sürekli tehdit ve baskı altında, korku ve endişeyle yaşamlarını sürdüremez olmuşlar. Halkımız, yöremizdeki bitirilen hayvan varlığı nedeni ile kurbanlık hayvan bulmakta zorlanmışlar ve çok yüksek fiyatlarla kurbanlık hayvan aramak zorunda kalmışlardır. (bk.ŞİMŞEK Hasan;Taşeli’nin Genel Durumu, Yeşil Ermenek Gazetesi ve Sarıveliler Postası)
Yukarıdaki gözlem ve incelemem sonucunda, yöre hayvan varlığının sayısının giderek yok denecek sayıya düşmüş olmasını öğrenmem beni dehşete düşürdü. Yöre için gidişatın hiç de iyi olmadığını o zaman gördüm ve “İLİMİZ KARAMAN’DA HAYVAN VARLIĞI”nı araştırmaya karar verdim.
Araştırma ve inceleme sonuçlarını derleyip toparlayınca üç bölüm hâlinde Kgrt internet sitesinde ve Yeşil Ermenek’te yayınladım. Yayımlamış olduğum yazının giriş kısmında,
“Bu yazımda Karadağ’daki yabani atlardan, Toroslar’daki kınalı kekliklerden, Sertavul çıkışında tarlalarda özgürce dolaşan Hacı Leyleklerden, kuş gribi nedeniyle yok edilen kümes hayvanlarından, sokaklarda dolaşan kedi ve köpeklerden değil, etinden, sütünden ve gücünden yararlandığımız büyükbaş, küçükbaş ve tek tırnaklı hayvanlardan bahsedeceğim.” diye yazmıştım.
2009 YILINDA HAYVANCILIK POLİTİKALARINDA GELDİĞİMİZ NOKTA:
Son otuz yıldır uygulanan yanlış hayvancılık politikaları, ülkemizde hayvancılığın ekonomik değerini azaltmış, adeta köylülere, toprağa bağlı yaşamını sürdüren insanlara hayvan beslemeyiniz, size ve hayvanlarınıza sahip çıkmayız, başınızın çaresine bakınız mesajı verilmiştir. Devletin buradaki temel amacı tarım kesimindeki nüfusu kentlere kaydırmak ve ülke genelinde tarımla uğraşanların oranlarını % 50’lerden % 9’lara kadar indirmekti. Tam olmasa bile tarımdan diğer sektörlere kaymalar büyük oranda gerçekleşmiş olmakla birlikte uygulanan yanlış politikalar nedenile hayvan varlığı çökertilmiştir. Aynı politikaları devam ettiren AK PARTİ hükümetleri 2007’den sonra gördü ki ülkede eti, sütü, derisi, kılı, yünü için beslenen hayvanlar hızla azalıyor. Halkımızın kurban edilecek hayvan dahi bulmada zorlanıp et fiyatlarının Avrupa ülkelerine göre iki üç kat arttığı bir noktada bulunduğumuzu görüyor.Halkımızın memnuniyetsizliğini dikkate alan hükûmet birtakım önlemler alarak çiftçilerimize hayvan besleyiniz arkanızdayız, sizi destekliyoruz mesajı vermeye çalışıyor.
2009-2010 yıllarında kesecek kurbanlık hayvan bulamayan insanlarımızın memnuniyetsizliği siyasi iktidarı uyarmış, bu uyarıyı çabuk algılayan iktidar, hayvan varlığını çoğaltmak için yurtdışından et hayvancılığının yanı sıra damızlık hayvan ithal etmiş, diğer yandan da hayvan üreticilerine çeşitli teşviklerle desteklemiştir. Yapılan çalışmalar semeresini vermiş 2012 yılında, kurban edilecek hayvan varlığında bir sıkıntı yaşanmamıştır. Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK ) ‘e göre 2010 yılına göre 2011 yılında Türkiye genelinde büyükbaş hayvancılığında bir artış var. 2010 yılında 11 milyon 369 bine 800 olan hayvan sayısı 2011 yılında 12 milyon 386 bin 337’ye yükselmiştir.Aynı çoğalma küçükbaş hayvanlarından koyun 2010 yılında 23 milyon iken 2011 yılında 25 milyona çıkmıştır.Keçi 2010 yılında 6 milyon 200 bin iken ,2011 yılında 7 milyon 200 bine çıkmıştır. Yaklaşık % 10-11 bir artış vardır. Süt üretimindeki artışta % 11 civarındadır.
2010 yılına gelindiğinde, hayvancılık ve kıl keçiler hakkındaki olumsuz düşünceler yıkılmaya ve olumlu hâle gelmeye başladı. 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı yasa ile “uygun görülen ormanlarda hayvanlar otlatılabilinecek” maddesi eklenerek kırsal alanlarda keçilerin serbestçe dolaşımı sağlandı. Basın tarafından keçi sütünün besleyici oranın yüksek olmasının dile getirilmesi, aynı coğrafi özeliği taşıyan Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerde keçi sütü üretiminin (www.hurriyet.com.tr/ekonomi/keci/sutunde/turkiye/rekoru)Türkiye’ye göre daha çok olması gibi göstergeler, ülkemizde keçilerin çoğaltılması gerektiği mesajını vermiştir.
Türkiye’nin 2013 yılı keçi sütü üretiminin bazı Avrupa ülkelerine göre durumu |
|
Fransa |
600 bin ton |
Yunanistan |
500 bin ton |
İspanya |
400 bin ton |
Türkiye |
350 bin ton |
Fransa, İspanya, Yunanistan toprak ve nüfus bakımından ülkemizden küçük ülkelerdir. Coğrafi şartları ve iklimleri Türkiye’nin benzeri olan bu ülkeler uyguladıkları hayvancılık politikaları ile verim olarak her alanda ülkemizi geçmiş vaziyettedirler. Bu ülkelerde de orman ve meyvecilik vardır, orman bahane edilerek keçi üretimi feda edilmemiş aksine teşvik edilerek verim artırılmıştır.
1960’lı yıllarda ülkemizde olduğu gibi Taşeli Yöresi’nde de davar varlığı halkın en önemli geçim kaynaklarının başında gelirdi. Dağlık yörelerde yetiştirilme kolaylığı, evlerde de yiyecek artık ve atıklarıyla beslenebilmeleri, vücut ağırlığına göre en çok süt veren hayvan olmaları, soğuk ve sıcağa, hastalıklara karşı dayanıklılıkları keçilerin değerini arttıran özelliklerin başında gelir.(bk .Kıl Keçilieri Gözden Çıkarıldı mı? hasansimsek.com.tr. medyaermenek internet sitesi)
“Karaman İlinde Hayvan Varlığı”başlıklı çalışma ve araştırma alanımız Karaman merkez ve ilçelerini de kapsadığından, Merkezi, Ayrancı ve Kazımkarabekir ilçelerimizi tebliğimiz dışında tutarak Taşeli İlçeleri dediğimiz Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler ilçelerimizdeki 2009-2010-2011 yılları “HAYVAN VARLIĞI’na bakacak olursak;
1. Ermenek İlçemizde Hayvan Varlığı: |
|||
Yıllara Göre |
2009 |
2010 |
2011 |
Koyun |
4.345 |
4.185 |
5.335 |
Kıl keçi |
12.250 |
12.530 |
32.000 |
Sığır (melez + yerli) |
3.234 |
2.986 |
4.689 |
Ermenek ilçemizde at (31), katır (117), eşek (150) yukarıdaki sayıya dahil değildir. Bizim Taşeli Yöresi’nde, çift ve güç hayvanı olarak bilinen manda ile uzun mesafe yük taşıyan deve beslenmez. Ancak geçen yüzyılda Barcın ve Altıntaş yaylalarına göçen Anamur ve Gazipaşa Yörüklerinde devenin önemli bir yeri vardı. Günümüzde ancak Sarıkeçililerin Feslikan Yaylası’na çıkan bir kolunda sürüleri ile birlikte az da olsa yaz aylarında develeri görmek mümkündür.
Kıl keçi sayısının 2010 yılında 12.530 iken 2011 yılında 32 bin sayısına çıkmasının nedenlerini yetkililerden öğrenemedik. 32 bin sayısının sağlıklı bir sayı olmadığı kanaatindeyiz.
Sığır (melez, yerli ve kültür ) cinsinde de % 25’e varan bir artış olduğu görülüyor.
2009-2010-2011 yıllarındaki hayvan sayılarına bakılınca toplam bazda Ermenek ilçemizde küçükbaş, büyükbaş hayvanlarında artış görülüyor. Tek tırnaklılarda (toynaklılarda) da (at, eşek, katır) diğer ilçelerimizde olduğu gibi sayılarında hatırı sayılır bir düşüş var. Bunun da ana nedeni çapa motoru dediğimiz küçük bahçe traktörlerinin % 50 indirimle (beş bin) 5.000 liraya çiftçilere verilmesidir. Bu küçük traktörler, (patpat, çapa ya da bahçe motoru) taşıma, sürme, çapalama, ilaçlama, sulama gibi tarımın her alanında kullanılabilinen harika bir tarım aletidir. Küçük çapta bahçe ve tarla işleri ile uğraşanlar için bir cankurtaran simidi gibi. Nereye sürersen giden ve iş yapan, insan gücüne güç katan, zamandan kazandıran, kullanışlı, mucizevi diyebileceğimiz bir tarım aracıdır. Dağlık ve eğimli arazilere kolaylıkla gidilebilir olsa da dikkatsiz ve acemi sürücülerin çok ölümcül kazalara sebebiyet verdiği biliniyor. (bk. Taşeli’nde Traktör Kazaları,www.hasansimsek.com.tr )
2. Başyayla İlçemizde Hayvan Varlığı: |
|||
Yıllara Göre |
2009 |
2010 |
2011 |
Koyun |
825 |
260 |
824 |
Keçi |
660 |
520 |
2.380 |
Sığır (yerli + melez) |
758 |
829 |
1.059 |
TOPLAM olarak 2011 yılında Başyayla’da hayvan varlığı 4.263’tür. |
Başyayla ilçemizde at (6), katır (40), eşek (43) bu sayıya dahil değildir. 2011 verilerine göre hayvan sayılarında katır sayısı da bizim hesaplarımıza göre 23-25 civarındadır. Katır sayısında istatistiki bir hata olduğunu düşünüyoruz. TÜİK’e bu rakamlar ilçelerdeki ilçe tarım müdürlüklerinde çalışan ziraat mühendisleri, veterinerler ve teknisyenler tarafından hazırlanarak İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine oradan da TÜİK’e gider. Koyun sayısında da istatistiki bir hata olduğunu düşünüyoruz. Kıl keçi sayısında dört kat bir artış vardır. Sevindirici olması gereken bu artış olsa da bu sayıda kuvvetli şüphe var. Gıda, Tarım ve Hayvancılığının desteği ile büyükbaş süt hayvancılığına büyük destek verilmiş ve belirli ölçüde yörede et ve süt üretiminde büyük artışlar olmuştur. Bu ilçemizin köylerinde üretilen sütler kooperatifleri kanalı ile günübirlik,süt tanklarında toplanarak, Konya, Ermenek ve Güneyyurt ve Anamur gibi yerlerdeki süt işleme merkezlerine gönderilmektedir. Üreticiler üye oldukları kooperatiflerine sütün litresini 75 kuruş civarında bir fiyatla teslim etmektedirler. Baharda sütün bol olduğu zamanlarda bu fiyatlar daha da düşmektedir.
3.Sarıveliler İlçemizde Hayvan Varlığı: |
|||
Yıllara Göre |
2009 |
2010 |
2011 |
Koyun |
1.230 |
1.215 |
1.220 |
Keçi |
4.310 |
3.710 |
3.715 |
Sığır |
2.392 |
2.591 |
2.583 |
TOPLAM OLARAK 2011 yılında Sarıveliler’de hayvan varlığı 7.518’dir. |
Sarıveliler ilçemizde 2010 yılında 20 at olduğu hâlde 2011 yılında sıfır at var. Katır (105), eşek (341) bunlar yukarıdaki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sayısına dâhil edersek sayı 7.964 olur.
2011 yılında Taşeli Yöresi’ndeki üç ilçemizdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 51.434 civarındadır. Tek tırnaklılar sayısı ise833’tür. İkisi birlikte her üç ilçedeki toplam hayvan sayısı TÜİK verilerine göre 52.267’dir.
2011 yılında, önceki yıllara göre hayvan sayısında bir artışın gözlendiği görülmektedir. İl Gıda, Tarım Müdürlüğü tarafından süt ve besi hayvancılığı büyük oranda teşvik görmekte olsa da, henüz yeterli seviyeyi yakalamış durumda değildir. Taşeli Yöresi’nde binlerce yıldır orman ile iç içe yaşayan ve ormanın bekçisi ve koruyucusu olan kıl keçileri düşman ilan edilmiş ve çobanların ve keçilerin yaşam alanları yok sayılacak kerteye getirilmiştir. 6111 sayılı torba yasası yeni dikilen orman alanları dışında keçilerin ormanlarda serbestçe dolaşmasına cevaz vermektedir.
2009 yılından beri hep keçilerin yaşam alanlarının daraltıldığından söz ederek onlar yaşamlarını sürdürebilecek alanların açılması için çok çaba sarf etmiştik. Çobanlara kolaylık sağlamaları için muhtarlarımıza ve belediye başkanlarımıza yönelik çok yazı yazdım. Duyarlı davrandıklarını sanıyorum ama Katranlı Muhtarı ile Güneyyurt Belediye Başkanımız Celil Yağız’ın bu konudaki bakışlarının çok daha olumlu olduğunu yakinen biliyorum.
2011 yılı araştırmalarımı sonucunda Orta Toroslarda bitme noktasına getirilen keçiler, yasağın gevşetilmesi, teşvikler, hayvanların ekonomik değerinin artması gibi nedenlerle bir canlanma noktasına gelmiş, hayvan varlığında bir artış görülmüştür. Doğal olarak köylerde et ihtiyacının sağlanmasındaki zorluklar, kurbanlık hayvan sıkıntısı, fiyatların yüksekliği, süt yoğurt tereyağı gibi ürünlere olan ihtiyaç özellikle her evde birer ikişer keçi beslemeyi zaruret hâline getirmiştir.
Diğer taraftan il ve ilçe tarım müdürlükleri , dengenin tarımın bir kolu olan havancılık alanında zayıfladığını görünce tabandan gelen baskıları da dikkate alarak hayvancılık konusuna, özellikle et ve süt hayvancılığına, ormancıların ormana gösterdikleri titizlik kadar olmasa da hayvan besiciliğine önem veremeye başlamaları sevindirici bir olaydır. Burada şu anekdodu da anlatmadan geçemeyeceğim. 2008-2009 yıllarında Tarım Bakanlığı keçi başına 15,00 TL teşvik verirken, Orman bakanlığı da 30,00 TL ceza yazdığı hafızalardan silinmemiştir.
2018 YILI ERMENEK-BAŞYAYLA VE SARIVELİLER’DE
TOPLAM HAYVAN VARLIĞIMIZ
Hayvan varlığımız ile ilgili olarak Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler İlçe Tarım Müdürlükleri’nden alınan 2018 Nisan ayı sonuçları şöyle:
ERMENEK İLÇE MERKEZİ VE KÖYLERİNDE 2018 NİSAN AYI HAYVAN VARLIĞI |
||||||
Ermenek Merkez ve Köyleri Toplam Hayvan Sayıları |
||||||
KÖY ADI |
Sığır Sayısı |
Koyun Sayısı |
Keçi Sayısı |
At Sayısı |
Katır Sayısı |
Eşek Sayısı |
AĞAÇÇATI |
10 |
14 |
1.061 |
0 |
2 |
5 |
ARDIÇKAYA |
163 |
18 |
799 |
0 |
4 |
5 |
AŞAĞIÇAĞLAR |
188 |
679 |
2.374 |
0 |
1 |
2 |
BALKUSAN |
39 |
2.138 |
24 |
0 |
2 |
2 |
BOYALIK |
39 |
6 |
57 |
0 |
0 |
6 |
ÇAMLICA |
19 |
14 |
1.368 |
0 |
2 |
3 |
ÇATALBADEM |
105 |
1.025 |
2.621 |
0 |
1 |
1 |
ÇAVUŞ |
14 |
0 |
952 |
0 |
0 |
0 |
ELMAYURDU |
281 |
0 |
175 |
0 |
0 |
2 |
ESKİCE |
5 |
0 |
0 |
0 |
3 |
2 |
EVSİN |
0 |
0 |
1.484 |
0 |
0 |
0 |
GÖKÇESEKİ |
0 |
193 |
1.756 |
0 |
1 |
2 |
GÖKÇEKENT |
239 |
333 |
746 |
0 |
3 |
5 |
GÖRMELİ |
60 |
479 |
3.387 |
0 |
0 |
4 |
GÜNEYYURT |
1.282 |
1.380 |
2.862 |
2 |
5 |
3 |
İKİZÇINAR |
178 |
101 |
818 |
0 |
0 |
3 |
KATRANLI |
650 |
522 |
1.168 |
0 |
3 |
3 |
KAYAÖNÜ |
29 |
0 |
876 |
0 |
2 |
2 |
KAZANCI |
888 |
714 |
2.621 |
2 |
5 |
5 |
MERKEZ |
577 |
2.936 |
8.236 |
5 |
5 |
5 |
OLUKPINAR |
10 |
0 |
235 |
0 |
1 |
0 |
PAMUKLU |
26 |
6 |
281 |
0 |
3 |
3 |
PINARÖNÜ |
85 |
25 |
963 |
0 |
3 |
2 |
SARIVADİ |
109 |
45 |
388 |
0 |
2 |
4 |
TEPEBAŞI |
99 |
361 |
155 |
0 |
0 |
1 |
YALINDAL |
101 |
62 |
1.792 |
0 |
0 |
0 |
YAYLAPAZARI |
11 |
0 |
280 |
0 |
0 |
0 |
YERBAĞ |
23 |
98 |
472 |
0 |
1 |
3 |
YEŞİLKÖY |
78 |
22 |
60 |
0 |
2 |
2 |
YUKARIÇAĞLAR |
212 |
350 |
1.501 |
0 |
2 |
2 |
0 |
0 |
0 |
||||
5.520 |
11.521 |
39.512 |
9 |
53 |
78 |
BAŞYAYLA İLÇE VE KÖYLERİNDE 2018 NİSAN AYI HAYVAN VARLIĞI |
||||||
Başyayla Merkez ve Köyleri Toplam Hayvan Sayıları |
||||||
KÖY ADI |
Sığır Sayısı |
Koyun Sayısı |
Keçi Sayısı |
Sayısı |
Katır Sayısı |
Eşek Sayısı |
MERKEZ |
176 |
995 |
735 |
5 |
1 |
1 |
BOZYAKA |
63 |
5 |
15 |
2 |
0 |
0 |
BÜYÜKKARAPINAR |
166 |
40 |
13 |
4 |
2 |
3 |
KIŞLA |
550 |
723 |
1.042 |
3 |
1 |
1 |
ÜZÜMLÜ |
134 |
359 |
809 |
2 |
0 |
2 |
TOPLAM |
1.089 |
2.122 |
2.614 |
16 |
4 |
7 |
SARIVELİLER İLÇE VE KÖYLERİNDE 2018 NİSAN AYI HAYVAN VARLIĞI |
|||||||
Sarıveliler Merkez ve Köyleri Toplam Hayvan Sayıları |
|||||||
KÖY ADI |
Koyun Sayısı |
Keçi Sayısı |
Koyun+Keçi Toplamı |
Sığır Sayısı |
At Sayısı |
Katır Sayısı |
Eşek Sayısı |
ADİLLER |
106 |
461 |
567 |
268 |
4 |
24 |
|
CİVANDERE |
370 |
113 |
483 |
128 |
3 |
4 |
16 |
CİVLER |
277 |
476 |
753 |
625 |
6 |
14 |
98 |
ÇEVREKAVAK |
3 |
2 |
5 |
139 |
1 |
3 |
20 |
ÇUKURBAĞ |
1 |
742 |
743 |
64 |
1 |
5 |
26 |
DARAN |
4 |
546 |
550 |
141 |
1 |
4 |
18 |
DUMLUGÖZE |
0 |
934 |
934 |
300 |
3 |
18 |
125 |
ESENTEPE |
142 |
24 |
166 |
73 |
1 |
11 |
|
GÖKTEPE |
0 |
41 |
41 |
97 |
2 |
4 |
46 |
GÜNDER |
0 |
31 |
31 |
13 |
5 |
||
IŞIKLI |
1 |
98 |
99 |
66 |
1 |
14 |
|
KOÇAŞLI |
20 |
939 |
959 |
166 |
3 |
34 |
|
MERKEZ |
37 |
0 |
37 |
21 |
38 |
||
MERKEZ-ÇAKILLAR |
481 |
319 |
800 |
255 |
13 |
||
MERKEZ-KKARAPINAR |
0 |
120 |
120 |
38 |
2 |
||
MERKEZ-MERKEZ |
657 |
273 |
930 |
63 |
|||
MERKEZ-TURCALAR |
27 |
170 |
197 |
377 |
26 |
||
MERKEZ-ULUCAMİ |
493 |
181 |
674 |
172 |
12 |
||
UĞURLU |
1 |
163 |
164 |
57 |
1 |
11 |
|
TOPLAM |
2.620 |
5.633 |
8.253 |
3.063 |
17 |
62 |
539 |
Ermenek ve Çevresindeki hayvan varlığını 1965, 2011 ve 2018 yılları ile karşılaştırdığımızda, 1965 yılında Kaymakam Sayın Bahattin Güney’in yaptırdığı çalışmaya göre toplam hayvan varlığımız ( sığır, at, eşek, katır hariç küçükbaş sayısı ) 103.121’dir.
2011 yılında Ermenek’te toplam hayvan sayısı 42.322’dir bu sayının298 tanesi tek tırnaklılara aittir.
2011 yılında Başyayla’da toplam hayvan varlığı 1.148’dir, bu sayının 89 tanesi tek tırnaklılardandır.
2011 yılında Sarıveliler’de toplam hayvan sayısı 7.964’tür, bunun 446 tanesi tek tırnaklılardandır.
2018 yılında Ermenek’te hayvan sayısı 56.673’tür, bunun 140 tanesi tek tırnaklılardandır.
2018 yılında Başyayla’da hayvan sayısı 5.852’dir, bunun 27 tanesi tek tırnaklılardandır.
2018 yılında Sarıveliler’de hayvan sayısı 11.934’tür,bu sayının 618 tanesi tek tırnaklılardandır.
Ermenek ve Çevresi’nde 2018 yılının Mayısında kurban öncesi Ermenek ( 56.673)+ Başyala ( 5.852 )+Sarıveliler ( 11.934)= toplam 86.392’dir. 1965 sayımında ise 127.944’tür. 41.552 bir azalma görülüyor.
Küçükbaş hayvanlarında ise 1965 yılında- tespit edilen sayı 103. 121 iken 2018 yılında bu sayı 58.021’e inmiş genelde 45.100 adet bir düşüş yani azalma var.
HAYVAN VARLIĞIMIZIN AZALMASININ NEDENLERİ
Hayvan besiciliğinin aile ekonomisine yerel ve milli ekonomiye katkılarının ne kadar önemli olduğunun hepimiz bilincindeyiz. Hayvan sayısının azalmasında her ne kadar kırsaldan büyük kentlere göçün etkisi olsa da gerçek nedenin bu olduğu da söylenemez. Temel neden köylerde çobancılık yapacak adam bulamama ve hayvancılığı önemsememe değildir.
Taşeli Yöresi’nde hayvan varlığının azalmasında önemli nedenlerden biri, tarımda taneli bitkilerin yerini meyveciliğin alması,arazideki ürün değişiminden kaynaklanan bir daralma ile hayvanların özellikle küçükbaş hayvanların dolaşımında kısıtlamaların olması
Köylerde ekonomik değerinin ne olacağı hiç hesaba katılmadan dağa taşa fidan dikilmesi ve sürüler halinde hayvanların kırlarda ve meralarda dolaşamaz olması, geçiş alanlarının daraltılması ya da yok edilmesi
Meraların kullanılamaz hâle gelmesi ve Yöremiz’de kadastro geçmesi ile birilikte çoğu meraların hayvanlar için yasak bölge sayılması ve cezai müeyyideler uygulanması
Çevre ve Orman Bakanlığının özellikle keçiler üzerinde sıkı ve baskıcı bir politika izleyerek onları , ormana, sözde ormana, sokmama kararları ve ağır cezalar uygulamaları
Devletten yeterli desteği alamayan, çobanların ve onların devamı olacak çocuklarının önlerini karanlık görmeleri nedeniyle mesleklerini terk etmesi gibi nedenler sayılabilir.
HAVYVAN VARLIĞIMZI ÇOĞALTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Yöre halkı olarak, çocuklarımızın protein yönünden ihtiyaç duyduğuetin, sütün, yoğurdun, peynirin çocuk gelişimi yönünden ne kadar önemli olduğu noktasından hareketle beslenebilecek her evde birkaç keçi ya da koyun yetiştirilmesini teşvik etmek ve hane halkının sağlıklı beslenmesine katkı yapmanın önemini devlet kadrosunda çalışanların ve vatandaşların zihnine yerleştirmek.
Meyveciliğin ön plana çıktığı Ermenek ve çevresinde, hemen hemen her gün bahçelere gidip çalışma yapan insanlarımız için bir sağmal ineği beslemek zor olmasa gerek. Her eve bir inek olmasa da birkaç keçi ve koyun beslemenin ihtiyaç olduğu vurgusunu insanlarımıza sürekli hatırlatmak, teşvik etmek.
Öncelikle ilçe merkezlerinde ve köylerde, küçükbaş hayvanların gezip dolaşacağı/ otlayacağı yerleri tespit edip yaşam alanlarını mümkün mertebe genişletmek,
Orman İdaresi ile ilçe yöneticilerinin, özellikle mevzuatı çok iyi bilen ve gelişmelerden sürekli haberleri olan İlçe Tarım Müdürlüklerinin bu konuda öncülük etmesi ve küçükbaş hayvanlarının dolaşım alanını genişletmeye yardımcı olabileceklerini ve çobanlara moral ve destek verecekleri hayvan varlığının çoğaltılması açısından önem arz eder.
Taşeli Yöresi’nde binlerce yıldır orman var, kesile kesile bitmedi. Binlerce yıldır bu ormanlarda yabanisi ve evcili kıl keçiler de var. İç içe yaşıyorlar, geçmişte sayıları çok fazla olduğu hâlde, ormanı yok edip bitirmemişler. O hâlde bu katı yasakçı zihniyet neden? Neden dağlarda çobanların ve onlara bağlı olan hayvanların yaşam alanı sürekli daraltılarak yok olma noktasına getiriliyor?
Biliniyor ki orman yasaları katı, uygulayıcıları da katı, bunu çobanların şikâyetlerinden anlıyoruz. Ama bu ülkede şunun hesabı hiç yapılmadı. Bir keçi ya da koyun ikinci yılda ekonomiye her şeyi ile (eti, sütü, derisi ve gübresi) katkı sağlıyor. Ya yöremizde 40 yıl önce Yumrutepe ve çevresine dikilen çamlar ne verdi? Bir tane kesime uygun çam var mı? Yanıtı kocaman bir yok olacaktır. Oysaki 40-50 yıl önce Yumrutepe ve çevresinde hatırı sayılı sürülerin barındığı çobanlar tarafından söylenir.
Bugün Taşeli Yöresi’nde, Orman yetiştiriciliğiyle, hayvan yetiştiriciliğinin hangisinin yerel ve milli ekonomiye katkısının daha fazla olduğu tartışılmalıdır. Orman yasalarının verdiği büyük güç ile çobanlara ve kıl keçilerin dolaşım alanına yapılan kısıtlamaların dengelenmesinin zamanı gelmiş hatta geçmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
1. Mera alanları hakkında durum analizi yapılarak, çıkan sonuçlar doğrultusunda, mevcut mera alanlarının ıslah edilmesi bunun yanında meralara yakın olan hazineye ait araziler varsa meraya dönüştürülmesi hususunda projeler yapılarak mera alanları genişletilmeli.
2. Taşeli platosunda çiftçilik yapan üreticiler bilgilendirilerek mera ile sınır olan tarım arazilerini işlerken mera tecavüzlerin yapılmaması konusunda uyarıların yapılması gerekmektedir.
3.Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olan sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin yüksek olması nedeni ile zaman zaman yetiştiricilik yapan çiftçilerimizin ekonomik bulmadıkları gerekçesi ile hayvan yetiştiriciliğini bırakmalarına neden olmaktadır. Bunun önüne geçilmesi adına birlik ve kooperatifler devreye girerek suni tohumlama ve tedavide kullanılan hayvan sağlığı tıbbi ilaçlarını tedarik yoluna gitmelidirler.
4. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olan kaba yem ve yem bitkilerinin yetiştirilmesi konularında, devlet desteklerinin yanında yerel yönetimlerinde üreticileri desteklemesi hayvancılığın gelişmesi adına iyi sonuçlar doğuracaktır.
5. Büyükbaş hayvancılığın lokomotifi konumunda olan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Küçük ve büyük ölçekli projeler ile damızlık ve etlik özelliği iyi olan keçi ve koyun yetiştiriciliği projelerini hayata geçirilmesi gerekmektedir.
6. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin desteklenmesi adına meraların yanın ormana zarar vermeyen ırkların yetiştiriciliği teşvik edilerek, mera alanlarının yetersiz kaldığı köylerimizde orman alanları bu şekilde kullanılmalıdır. Büyük ve küçük ölçekli projeler orman bakanlığına sunularak desteklenmesi talep edilmelidir. Hayvancılık projesi olmasına rağmen projeye tarım bakanlığının yanında orman bakanlığı da ortak olması konusunda gerekli girişimlerde bulunarak mutlaka destek verilmesi için çaba harcanmalıdır.
7.Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde kamusal desteklerin alınması için gerekli şartları sağlayan üreticilerimizin desteklenmesine devam edilerek. Küçük ölçekli üreteciler içinde mikro projelerin geliştirilmesi ve bankalar ile tarım kredi kooperatifi tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
8. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde elde edilen ürünlerin değerlendirilmesi adına süt işlemesi yapan işletme sayılarının artırılması ve mevcut işletmelerin uygun krediler ile desteklenmesi için bölge politikacıları devreye sokularak gerekli finansların sağlanması gerekmektedir.
9.Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan üreticilerin yetiştirmiş oldukların etlik hayvanların kesiminde masrafların düşürülmesi ve yol masraflarının en aza indirilmesi adına eskiden olduğu gibi Taşeli bölgesinde yeniden kesimhanenin faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Tarım il müdürlüğü ve Ermenek belediyesi gerekli çalışmaları yaparak et kombinesinin açılmasını sağlamalıdır. Bu metni yazdıktan sonra Ermenek’te kesimhanenin yeniden yenilenip faaliyete geçtiğini hatırlatmak isterim.
Yukarıda yapılması gereken faaliyetlerin hayata geçirilmesi ile Taşeli bölgesinde hayvancılık bir ivme kazanarak, Taşeli bölgesine meyveciliğin ve madenciliğin yanında ekonomik anlamda ciddi bir gelir sağlayacaktır.
Son söz olarak,
Yöremizde nüfusu tutabilmek için hayvan varlığının önemini ve bir kazanç kapısı olduğunu somut örnekleriyle göstererek halkımızı hayvan beslemeye teşvik etmek.
Okumaya ve okutmaya önem veren yöre insanına çocuklarının gelişimi(zeki olması)için et, süt,yoğurt,peynir gibi hayvansal ürünler ile beslenmenin önemini vurgulamak
Çobanların ve hayvanların yaşam alanlarını daraltmanın aksine genişletmek ve çobanlara uzun vadeli güven vermek.
- Kaymakamlıklar, belediyeler ve muhtarlarımız değişime uğramış ekim dikim alanlarında, hayvancılığın da önemli bir payı olduğu noktasından hareket ederek, hayvan besleyenlere yaşam alanları konusunda belirleyici önlemler almak. Örneğin sürüler hâlinde dağlara, meralara giderken hayvanların çevreye zarar vermeyeceği şekilde yol güzergâhları bırakmak, 40- 50 kiraz ve elma fidanından çok, bir keçinin ekonomik değerinin daha fazla olabileceği düşüncesini zihinlere yerleştirmek
-Yöremizde arazide/merada yetiştirilmekte olan çam ve meyve fidanlarının ekonomik değerleri ile hayvanlardan sağlanan ekonomik değerler arasında bir denge sağlamak.
-Ermenek çobanları, devletten teşvik filan istemiyor, yeter ki bizim dolaşım/yaşam alanlarımız Orman Yönetimi tarafından kısıtlanmasın, saha daralmasına meydan verilmesin temennisindeler.
Son bir bilgi notu Ermenek çevresinde 40 -50 yıl önce 125-130 çoban varken günümüzde bu sayı 15-20’ye düşmüştür. Nedeni de hayvanların dolaşım alanın orman yasaları ile daraltılması ve hayvancılığın milli ekonomideki yerinin yok sayılması ve canlı hayvan ithal eden bir ülke konumuna gelmesidir. Hasan ŞİMŞEK
KAYNAKÇA:
Kurumlar olarak,
Başyayla İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
Ermenek İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
Sarıveliler İlçe Gıda ve Tarım Hayvancılık Müdürlüğü
Kaynak kişiler:
Ermenek Çobanları
Kerim CİVİL, Karpuzcu Kütüphanesi eski memur
Mustafa Kutlu, Büyükkarapınar köyü
Şerif KIYICI, Başyayla, eski İlçe Tarım Ziraat Mühendisi
Kaynak yayınlar:
AKSUNGUR, Mehmet,, Taşeli’nde Köyüm Uğurlu
ÇATALTAŞ, Ali, Geçmişi ile Fariske Tarihi
GÜNEY, Bahattin, Ermenek ilçesi Merkez, Kasaba ve Köylerinin Hizm. Bakm. İncelenmesi
Defteri Hakanî Dizisi III, 387 Nolu Defter
ŞİMŞEK, Hasan, Köyüm Büyükkarapınar
Hasan ŞİMŞEK
Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
GSM: 0532 253 01 12