DERSHANELER KAPATILMALI MI?
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazartesi, 02 Aralık 2013 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1877
DERSHANELER KAPATILMALI MI?
Ana konumuza girmeden önce dershanelerin öğrencilerden aldığı ücretlerden, ucuz öğretmen çalıştırmalarından, stajiyer öğretmenlerin deneyim kazanmasından, çok iyi öğrenciler için çok yeterli öğretmen bulmada sıkıntı çektiklerinden, fiziki ortamın yetersizliğinden, seçkin kadrolu öğretmenleri bünyesinde barındıran dershanelerden filan söz etmeyeceğim.
Dershaneler yasal bir kurumdur.8.2.2007 tarihinde kabul edilen 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanuna göre dershaneler eğitim kurumları kapsamına girer.
Yasanın 2.Mad. b) bendine göre Kurum: Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, dershaneleri, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını kapsar.
Dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi bugankü yasalar çerçevesinde imkânsız, önceden ruhsat alan dershanelerin çoğu bugünün yasal şartlarını taşımaz. Yasa gereği okul olamaz, hatta yeni müracaat etse aynı mekâna dershane açma izni bile verilmez. Kapatılması nedeni ile devletin bunların zararını karşılayacak olması eğitim sektöründe geçmişte mağdur olanlar ( dergiciler, yayıncılılar, yardımcı ders kitapları vb.) hakkında ne yapacak? Onların da kayıplarnı ödeyecek mi? Karar vericiler bunları da terazinin bir kefesine koyarak hesap kitap yapmaları gerekir.
Eğitim kurumları, açılırken, işlerken, kapanırken eylemlerini MEB sorumluluğu altında yaparlar. Böyle bir girşten sonra dershaneler konusuna girelim. Ortaöğretim ve yüksek öğretime devam etmek isteyen öğrencilerin tamamına yakını dershaneye gider, eğitim sisteminde sınav olduğu ve nüfus artışı böyle devam ettiği müddetçe dershanelere var olacaktır, öğrenciler de şu veya bu şekilde dershanelere gidecektir.
Dershaneye gitmek sınav kazanmak için bir zorunluluk mudur? Hayır değildir? Dersaneye gitmek iyi midir? Bu öğrenciden öğrenciye değişir. Bir öğrenci için dershaneye gitmek büyük bir zaman kaybı ve gereksiz olurken diğer bir öğrenci için iyi bir dershanede açığını kapatmak bir avantajdır. Özelilkle yüksek okullara giremeyen öğrencileri Kurumolarak güvenli bir limanda tutması, öğrenmeye hazır olanları işlemesi, küçümsenemez. Nasıl ki devlet okullarının aynı olan müfredatı en iyi şekilde kavratılıp öğretilemez ise, dershaneler de kendilerine takviye için gelen öğrencilere müfredat programını en iyi şekilde verdiği söylenemez. Öğrenme ve kavrama olayı öğrenciden kayankalandığı gibi öğreticinin yetersizilğinden de kaynaklanır. Diğer yandan dersanelerdeki öğretmenlerin çoğunun çocukları sınavlara hazırlayacak düzeyde bilgi ve yeteneğe sahip olmadığını gözlemleyerek yaşayarak gördük.
Dershane yöneticilerinin en büyük açığı bana göre, kendilerini olduğundan fazla göstermeleri ve yaptıkları işleri çok abartmalarıdır. Çocuğun doğduğu günden beri öğrendikleri, okulda öğrendikleri onlar için bir hiçtir. Her şeyi çocuk dershanede 8 ayda öğrenir, sınavı dershaneye gitmekle kazanır. Yok böyle bir şey. Dersaneye gelip de sınav kazanan öğrenci zaten sınav kazanmaya ramak kalan öğrencilerdir. Dersaneler öğrencilerin ek mesai yaptıkları çalışma yerleridir. Elbette çok çalışan, çalışmaya çok zaman ayıran, çalışmayanı sıralamada geçecektir. Çok çalışanla az çalışan, dersi dinleyip kavrayanla dinlemeyen bir olur mu?
Dershane işleticilerine sorulsa: Kayıt yaptığınız toplam bazda öğrencilerin % kaçı iyi bir okula girebiliyor? Doğru dürüst yanıt veremezler. Yaygınlaşan yüksek okullar ve Vakıf üniversiteleri dersanelerin başarısını/kontenjan artışı nedeniyle üst seviyelere çıkarmış görünse de bu gerçeği yansıtmaz.
Sağdan soldan ayartılan ve reklam ekseni olarak kullanmayı hedefledikleri 10- 15 çocuğu göklere çıkaracaklarına, bunların da paralarını ödeyen ve sınav kazanamayan öğrencilerin durumlarına çözüm üretseler eğitim ve öğretime daha iyi katkı yapmış olurlar. Dershaneler hep başarılarını göklere çıkardılar ama başarısızlıklarından hiç ama hiç bahsetmediler. Kendilerni sorgulamadılar. Dershanelere giden öğrencicilerin yaklaşık % 10’nu yüksek okullara gidebildi ama geriye kalan % 90 ise sükût-u hayal ile evlerine döndüler.
Tüm bunlar rağmen dersaneler, istihdam ettiği personel ve diğer hizmet erbabı için günümüzün işsisizlğinde önem arz eder. Diğer yandan dershaneye gelen öğrenci elbette bir şeyler öğrenimiştir. Elbette orda öğrendikleri de bir gün işe yarayacaktır. Bilginin hangi gün, saat, yıl nerede, ne zaman işe yarayacağı önceden kolay kolay kestirilemez..
Bu eğitim sistemi var oldukça, orta öğretim kurumları arasında kalite farkı oldukça, meslek lisesi çıkışlı öğrenci kendi alanı dışında başka bir alan seçmeye hakkı oldukça, öğrenciler arasında bireysel fark oldukça ki olacaktır. Dersaneler devam edecektir. AB ülkelerin çoğunda öğrenci 8. ve ya 11. sıınfta alanını seçmeye mecburdur. Meslek lisesini bitiren bir çocuk Ben doktor olacağım, ben kaymakam olacağım deme lüksüne sahip değildir.
Sonuç olarak şimdiki eğitim sistemi içinde, dershanelerin kapatılmasından yana değilim. Dershaneler kendilerine bu vesile ile bir çeki düzen verip daha rasyonel bir şekilde işlemelidir. Bu hâli ile dershanelerin öğrencilere çok yararlı olduğunu düşünemiyorum. Bazı dereshanelerin, seviye belirleme sınavı adı altında devlet okullarına girerek çok zeki öğrencileri tespit ederek onlara çengel atıp kendilerine çekmeyi hiç ahlaki bulmuyorum. Dershaneler kendi mecralarında doğal olarak işlemeli ve gerçek başarıları ile kamuoyu önüne çıkmalıdır. Umut taciri görüntüsünden uzak durmalı, yapılan sınavların bir sıralama sınavı olması hasebi ile en iyi özel ve devlet okullarından % 100 sınavı kazanacak olan çocukların da sıralamada geride kalma endişesi ile dershaneye giderek maraton yarışında yer aldıklarının bilinmesine rağmen devlet okullarına çamur atarak kendi eksiklerni perdelemeleri ve bu eyleme bazı cahil velileri de ortak etmeleri bu eğitim kurumunun yöneticilerine yakışmaz.
Milli Eğitim Sistemini iyileştirme adına kökünden çökerten bu hükûmetin, eğitim adına yapmış olduğu değişikliklerin hiçbirini onaylamıyorum. Geriye dönüp nerde yanlış yaptık, hatalarımız nelerdir? Diye kendilerini sorgulamları gerekirken yanlış üzerine yanlış yapıyorlar. Bu yazının yazıldığı akşamı OECD’nin 65 ülkede 400 bin öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada Türkiye 44. sırada yer almıştır. Siyasi iktidarı, muhalefeti, velileri, bu hükûmete oy veren vatandaşlarımızı eğitim adına düşünmeye davet ediyorum. 02.12.2013. Hasan ŞİMŞEK