GÜNEŞİ AZ GÖREN KÖY

KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR
GÜNEŞİ AZ GÖREN KÖY,

KÖYÜMÜZ BÜYÜKKARAPINAR 

2014 yılının ilk yazısını köyümün için, köyün gençleri için yazıyorum. Her köy insanı kendi köyünü beğenir, öne çıkan özelliklerini tanımayan birine öve öve anlatır. Düşünebiliyor musunuz kışın her tarafın karla örtülü olduğu bir zamanda köyün büyük bir kısmını ayaklar altına alıp kuşbakışı tepeden bakmanızı sağlayan mezarlığın içindeki TEPETAŞI’na çıkınz. Yüzünüzü kuzeye çevirdiğinizde yoğun emeklerle meydana getirilmiş meyve bahçeleri, tarihi süreç içinde heyelana uğramış arazi parçaları, köy vadisinin sağında kayalıklardan arınmış gerçek anlamda çam ağaçları ile örtülü bir “koruluk”, sol tarafında ise kayalıklar üzerine kümelenmiş “Ladinlik” ,ortada köy vadisi içinde yapraklarını dökmüş, elma, kiraz, erik,ceviz vb. meyve bahçeleri ve bunların içinden yukarıya doğru bir ip gibi kavis yaparak ilçe merkezi Başyayla’ya doğru uzanan yol. Kuzeye yönelik başınızı hafifçe sola çevirince 30 yıl içinde toprak damdan çatıya çevrilmiş köy evlerini görürsünüz. İnsanı derinden etkileyen bir manzara, etrafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş çanak biçiminde dar bir arazı ve bu arazide yaşam mücadelesi veren köy insanları …

Bilir misiniz bizim köye güneş geç gelir, erken gider. Sabahleyin ilk güneşin erdiği/vurduğu yer Yellice’nin doğuya bakan kısmı, “ Sekmek” ve “Kartalyuvası” civarıdır. Yavaş yavaş Yaylayolu’ndan aşağıya iner “ Müğerikayası” ve “Yalakkürt “ eteklerinden “Saygantaş”ın altından ilk evlere vurmaya/ inmeye başlar. Akşamları günbatımı ise tersi olur. Köy vadisinde güneşin en son göründüğü yer “Tepetaşı”dır. Orası biraz yüksekçe bir yer olduğundan orda görülür güneş, Tepetaşı’ndan ayrılınca karşıya şimdi orman olan ama bundan otuz sene önce her hanenin bir parça bağı olan “Yerbağ” a güneş ulaşır. Güneşin “Tepetaşı”nı aştığı/terk ettiği an önemli bir zaman göstergesidir. İkindi ezanının vaktinin tespitidir. Bizim köyde gölgelerin ulaştığı yerle zamanı tespit etmeniz çok kolaydır. Çok az yanılgılarla gölgelere bakarak açık havalarda zamanı tayin etmeniz kolaydır. Biz çocukluğumuzda öküz ve davar güderken zamanı tespit için güneşin hareketi ile zamanı tayin eder ve vakti kafamıza göre üç aşağı beş yukarı ölçerdik. Öğle yemeği olarak yanımıza aldığımız azıklardaki yiyecekleri bile güneşe ve onun verdiği doğadaki gölgelere göre ayarlar yerdik.

Günümüzde Yukarı Mahalle’den doğuya doğru şöyle bir bakarsanız, Caminin minaresinin hemen arkasında İsmail Güneyi’ni ,Hörkücü’yü ve ormanlaşmış Yerbağı görürsünüz.. Sanki köyle birleşmiş gibi illüzyonist bir duruş vardır. Bilmeyenler için Çakalbağı, Sarıoğlanbağı, Cirimis gibi geniş bir arazi ve Cirimis Deresi yok hükmündedir.

İşte 750 civarında nüfusu , 1200-1240 rakımı, 12.753 dekar arazisi, geçim kaynağı meyvecilik ( elma,kiraz,üzüm ,ceviz vb. ) olan emek yoğun çalışan insanların barındığı bir köyümüz var. Mevcut toprak (insan başına yaklaşık 3,5 dönüm sulanabilir arazi düşüyor.)insanlarımızı besleyemediğinden dolayı iş, sağlık ve eğitim nedeni ile köy sürekli göç veriyor. Artık mevcut topraklar, Yaylalar da meyveciliğe açılmış olsa da insanlara yeterli gelmiyor.

Köy iskân olarak Elmayurdu-Üzümlü güzergâhındaki yol üzerindeki verimli bahçeler üzerinde gelişiyor, başka bir seçenek yok mu? Bana göre var: Köyün çok yakın çevresinde su basmayan konut olmaya müsait orman kapsamındaki yerleri kazanmanın yolları araştırılmalı diye düşünüyorum. Ataköy, 01.01.2014. Hasan ŞİMŞEK.