HAÇLI SEFERLERİNİN GÜNÜMÜZ SİYASETİNE YANSIMALARI VE ERMENİ SOYKIRIMI

HAÇLI SEFERLERİNİN GÜNÜMÜZ SİYASETİNE YANSIMALARI VE

ERMENİ SOYKIRIMI

Türklerin İslam dinini, dış düşmanlara karşı koruma konusunda en büyük hizmetleri Haçlı Seferleri sırasında olmuştur. Yahudilerce ve Müslümanlarca kutsal sayılan yerler olarak kabul edilen Kudüs ve civarı, Hz.  İsa’nın doğduğu, yaşadığı ve Hristiyanlığı yaymaya çalıştığı yerler olması sebebiyle Hristiyanlarca  da kutsal sayılır. Kudüs ve civarı 638 tarihinde Hz. Ömer zamanında İslam sınırları içine alınmıştı. Bu tarihten beri Hristiyanlar gerek Kudüs’ü geri almak, gerek zengin İslam ülkelerini yağma etmek amacı ile ( 1096-1270 9 yılları arasında iki yüz yıla yakın bir süre, Müslümanlara saldırdılar, Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve dolaylarını geri almak için düzenledikleri seferlere  Haçlı  Seferleri  denir.

Avrupalılar, Müslüman Arapların Suriye, Filistin ve İspanya’yı fethinden büyük rahatsızlık duymuşlardı. XI. yüzyılda Türklerin Anadolu’yu Bizans’ın elinden alarak bir devlet kurması Avrupa’yı dehşet içinde bıraktı. Avrupa’nın en büyük devleti olan Bizans’ın Türklerin eline geçmesi bir an meselesiydi. Türkler, Bizans’ı ele geçirdikten sonra Avrupa’nın hâkimi olacaktı. Ne pahasına olursa olsun, Türklerin Balkanlara geçmeleri önlenmeliydi. Onları Anadolu, Suriye, ve Filistin’den atmak, Akdeniz’den uzaklaştırmak gerekiyordu. Böyle bir hareket ise ancak bütün Avrupa’nın birleşmesi hâlinde mümkün olabilirdi.

İşte 1096yılından başlayıp 1270 yılana kadar dalga dalga süren ( sekiz sefer ) seferlerin ilk dördü Türkiye ve Türkiye Selçukluları Devleti’ topraklarını geçerek yapıldı. Birinci Haçlı Seferleri esnasında Türkiye Selçuklu Sultanı 1. Kılıç Arslan kahramanca savunmalar yaparak Haçlılara büyük kayıplar verdirmiş olsa da sonuç trajik, Haçlılar Küdüs’ü fethederek ( 1099 ). halkını kılıçtan geçirmişler ve burada bir Latin Krallığı kurdular..

Deniz yolundan gelen Haçlılar, Kudüs’te Selahddin Eyyubi ile karşılaşıp savaşınca büyük kayıplar vermişlerdi.

Osmanlılar, Anadolu’da Türk İslam birliğini yeniden kurduktan sonra 1356’da Rumeli’ye geçtiler. Bunun üzerine Hristiyan Avrupalılar yeniden Haçlı Seferleri düzenlediler. Fakat 1363 yılında Niğbolu, 1444 yılında Varna’da 1448’de ikinci defa yine Kosova’da Osmanlı orduları önünde bozguna uğradılar.

I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası Haçlı ittifakını yine görüyoruz. Sonrasında Anadolu’yu işgal eden düşmanlara karşı büyük kahraman Mustafa Kemal önderliğinde İstiklal Savaşı verilmiştir. Düşmanlar ülkemizden kovulmuş, milli birlik yeninden sağlanarak Türkiye Cumhuriyeti  Devleti kurulmuştur.

İkinci Dünya Savaşı’nadi ( 1939-1945 ) birbirlerinin kanın içerek 40-50 milyon insanın yaşamına son vermişlerdir. Tarihin en kanlı en acımasız bir savaşıdır diye yazar tarihçiler. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde yine Hristiyan dünyası boş durmuyor, Piyer Lermitlerin, Papa Urbanların yerine şekil değiştirerek rol alan  Papa Françeskolar ve  Filip Ogüstlerin, Frederik Barbarosların, Arslan Yürekli Rişarların  rollerinde ise Almanya’da Angela Merkel, Fransa’da François Hollande, sonradan türeyen ABD’de Barack Obama, Rusya’da da Vladimir Putin almıştır. Orta Çağ’ın derinliklerinde milyonlarca kendi mezheplerinden  ( Mezhep Savaşları- Otuz yıl Savaşları )olmayan insanları katleden Avrupa’nın bugünkü temsilcileri bize “Türkler Ermeni soykırımı yaptılar “ yaftasını vuruyorlar. Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Çevremizdeki ülkelerde istikrarsızlıklar iç savaş olayları, AB ülkelerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve İslam ülkelerine karşı hazımsızlıklarının, düşmanca tavırlarının yaşanan örnekleridir. Hristiyan dünyası ile baş etmenin tek çıkar yolu çok çalışıp milli gücümüzü güçlendirip varlığımızı onlara gücümüzle göstermektir. Tek kelimeyle güçlü olmaktır. Değilse kedinin fare ile oynadığı gibi bizimle oynamaya devam ederler. Bat cephesinde bin yıldır değişen bir şey yok. Papaların da, devlet başkanlarının da bakış açıları aynı, ortak düşman aynı, hedef aynı.21.04.2015. Hasan ŞİMŞEK