PROF. DR. TAHSİN KESİCİ

PROF. DR. TAHSİN KESİCİ

Zirvedeki Ermenekliler yazı dizimin bu bölümünde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Tahsin Kesici’yi tanıtacağım. Onun günümüz öğrencilerine bir model olacağını düşünerek,  yoklukları ve imkânsızlıkları yenerek tepe noktalara nasıl yükseldiğini anlatmaya çalışacağım. İlerideki zaman sürecinde diğer alanlarda tepe noktalara tırmanmayı başarmış Ermenekli diğer hemşehrilerimizi tanıtmaya çalışacağız.

Prof. Dr. Tahsin Kesici’yi Tanıyalım:

Tahsin Kesici, 01.03. 1938 yılında Ermenek merkezde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ermenek’te okuyan Kesici 1956 yılında Konya Lisesinden ve 1960 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu. İtalya’nın verdiği bir bursla 1960-1961 yıllarında bu ülkede sekiz ay araştırmalarda bulundu. Milano Üniversitesi’ inde mezûniyet sonrası mesleki kurslara katıldı.

Haziran 1961 tarihinde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölümüne asistan olarak giren Kesici, 1964 yılında doktorasını tamamladı.

1965-1967 yılları arasında askerlik görevini yerine getirdi. Askerlik dönüşü A.Ü. Ziraat Fakültesi’nde yeni kurulan Genetik ve İstatistik Kürsüsü’nde göreve başladı.1969-1971 yılları arasında iki yıl süreyle Federal Almanya’da konusu ile ilgili doktora sonrası çalışmalar yaptı.

1971 yılında doçent olan Kesici, 1972-1982 yılları arasında  aynı üniversitede  (A.Ü. Ziraat Fakültesi) Genetik ve İstatistik Kürsüsü Başkanlığı görevinde bulundu. Daha sonra, Biyometri-Genetik Anabilim Dalı olarak yeniden yapılandırılan bu birimin on yedi yıl başkanlığını yürüttü.

1979 yılında profesör olan Kesici, 1980-1984 yıllarında A. Ü. Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcılığı, 1984-1987 yıllarında Ziraat Fakültesi Dekanlığı, 1987-1992 yıllarında Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1993-2002 yılları arasında dokuz yıl Ankara Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Rektörlüğe bağlı Enformatik Bölümünün Kurucu Başkanlığını ve Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürlüğünü yürüttü.

Temmuz 2002 tarihinde Yüksek Öğretim Kurulu Üyeliği’ne getirilen Kesici, bu görevini sürdürürken Eylül 2004’te TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi  Rektörlüğü’ne atandı.

Prof. Dr. Tahsin Kesici’nin bildiği yabancı diller Almanca ve İtalyanca’dır. Kendi sahasında literatürü ( bilim dalında yazılmış eserleri)  takip edecek kadar Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Prof. Dr. Tahsin Kesici ile söyleşimizi 21 Ekim 2007 Cuma günü akşamı saat 18.00-20.00 arasında yaptık. Benim kendisi ile bu üçüncü karşılaşmamız  oldu. Ankara’daki Rektörlük binasında önceden alınan bir randevu ile bu ortamı yakalayabildim. Yeğenimin düğünü vesilesi ile Ankara’ya gitmiştim. Dar bir zamanda buluştuk  Sayın Kesici ile, çok fazla derin bir söyleşi yapamadık.

Kendilerine ilkokul anılarını sordum, öğretmenlerinin Emin Bey ve Ulvi Çetin olduğunu söyledi. İlkokul arkadaşlarından Fevzi Çilingir ve Hamdi Karapınar’ı hatırlıyor.

Ermenek Orta Okulunun ikinci mezunlarından. 1953 mezunu. Liseyi Konya’da okuyor. Konya Lisesine giderken kendinden önceki kuşaklar gibi Yellibel’i Karaman’a kadar  katır sırtında ve yaya gitmiyor. İlkel de olsa motorlu taşıtlarla Konya’ya ulaşıyor. Bu bakımdan kendinden önce okumak için yukarı tırmananlardan biraz daha şanslı. En azından Ermenek’e motorlu taşıtlar çalışıyor. Konya Lisesi’ne o dönemlerde kayıt yaptırmak,  hele lisenin yurdunda kalmak çok zor. Bir de Ermenekli olursan zorluklar çok daha fazla. Tüm bunları aşmak başlı başına bir iş. Bu nedenle lisenin ilk yılında yurtta değil evde kalır. Kaldığı evin elektriği yoktur. Gaz lambası ile ders çalışırlar. İkinci yıl Lisenin yurdunda kalmayı dener. Ne var ki lise yöneticileri Ermenekli öğrencileri pek yurda almakta istekli olmazlar. Sebebi de gayet basit: Umumi tatillerde yurtta kalan öğrenciler memleketlerine gittiklerinde,  Ermenekli öğrenciler evleri uzakta olduğundan ve ulaşım güçlüğünden kısa tatillerde ve şubat dönemi yurtta kalmayı yeğlemektedirler. Okul da bunu bildiğinden Ermenekli öğrencileri yurda almakta güçlük çıkarmaktadırlar. Fakat öğrenciler bu güçlüğü yenmenin yolunu bulurlar. O yıllarda Konya Lisesi’nde Ermenekli bir Edebiyat Öğretmeni vardır. Adı Gündüz GÜRGEN ( Şimdiki Selçuk Ecza’nın  Genel Müdürü Sonay Gürgen’in babası), Tahsin Kesici, “Gündüz Bey Ermenekli öğrencilerin çoğunun hem velisi olur, hem de yurda alınmasında yardımcı olurdu” der. 

NEDEN ZİRAAT FAKÜLTESİNİ TERCİH ETTİ?

 

Prof. Dr. Tahsin Kesici Konya Lisesinin 35 kişilik fen bölümünden haziran mezunu olan altı kişiden biridir.  Üniversiteye devam etmek ister.  İstanbul’da Orman Fakültesi sınavına girer. İlk defa denizi görür, vapura biner. Sınav sonucunu rahmetli Mevlit Sarıtaş ağabeyimiz takip eder. Orman Fakültesi sınavını kazanır ama dayısı .......Kıcıman, Tahsin Kesicinin Orman Mühendisi olmasını istemez. Bu arada Ankara’da Veteriner ve Ziraat fakültelerinin de sınavına girer. Dikkat edilecek önemli bir nokta var burada. Bu okulların üçünü de o yıllarda bitiren  doğrudan devlet kapısında iş bulur. Daha da önemlisi bu okullar daha öğrenci fakültede okurken iyi burs imkânı tanıyan okullardır. Liseyi bitiren her Ermenekli öğrenci burs veren bir okulu birinci derecede tercih etmektedir. Ankara Ziraat’ın sınavını kazanan Tahsin Kesici sonucu TRT’den öğrenir. O Dönem TRT Üniversitenin belirli dallarında sınav kazanan öğrencilerin listesini yayınlamaktadır. Tahsin Kesici Ziraat Fakültesini kazanmaktan son derece mutludur. Artık ayda 150 TL on iki ay boyu burs alacaktır. Bu para ona yetecek ve artacaktır. Konya Öğrenci Yurdu’nda kalmaktadır. Yurda ücret olarak her ay 15 TL öder. Yurdu Himmet Ölçmen yaptırmıştır. Himmet Ölçmen ( milletvekili) bayramları öğrencilerle birlikte yapar. O bilir ki bu öğrencilerin aileleri uzakta, çocuklar mahzun, üzgün bayram geçirmesin diye bir nebze de olsa onların bu yalnızlığını unutturmak için ailelerini, hiç görmediği bu öğrencilerle birlikte yurtta yapar.

Kesici’nin Ziraat Fakültesi’nde çok başarılı bir öğrencilik hayatı vardır. Okulu 1960 yılının Haziranında  pekiyi derece ile bitirir ve İtalya’dan burs kazanır. Torino’da Araştırma Enstitüsü’nde çalışır. Sohbetimizin bir bölümünde kendisinin dört yabancı dil bildiğini söyledim ve nasıl öğrendiğini anlatmasını rica ettim. Biyografisinde öyle yazar. Bu çok ciddi bir eğitimin sonucu olsa gerek diye düşündüm Milletvekili biyografilerindeki  100 sözcük bilgisine sahip olup da dil bilmeye benzemez akademik çevrelerdeki dil eğitim bilgisi. Bu nedenle ciddi ciddi bu konuyu kendisi ile konuştuk. Kesici, Ziraat Fakültesi’nde okurken, lise ve fakültede öğrendiği Fransızcasını ilerletmek için Ziraat üçüncü sınıfın yaz döneminde Farnasa’ya gider. Bir aile yanında tarım işçisi gibi çalışır. Traktör sürmeyi,biçerdöver kullanmayı, gübreleme, sulama gibi ziaraatın temel unsurlarını burada öğrenir. Ailenin yanında 24 saat çalışır. Burada bir şey daha öğrenir: Fransızcasını ilerletir. Zaten Franasa’ya gitmekteki birinci amacı yabancı dilini pekiştirmektir. Tarımla uğraşan bir ailenin yanında kalması da mesleki bilgilerinin uygulamadaki başarısının artılarıdır. Fransa’ya beş gün beş gecede gider, dönüşünde de Marsilya yolu ile vapurla döner ülkesine. Fransa ona  ufkunun açılmasını, yabancı dilini pekiştirmesini , pratik hayattaki mesleki bilgisinin ilerlemesini sağlamıştır. O artık dünyaya açılmanın kapılarını aralamıştır.

BİR TÜRK GİBİ KONUŞMAK

Tahsin Kesici Ziraat Fakültesi’ni pekiyi derce ile bitirince Kuzey İtalya’daki Torino Araştırma Enstitüsü’nden burs kazanır. Aldığı burs iyi bir burstur.  Tarih 1960-1961’dir. İtalyanca bilmez. Ama Lâtin kökenli aynı familyadan olan Fransızcasını ileriletmiştir. Bu iki dilin birbirine olan yakınlığını ve öğrenme kolaylığını bilmektedir. İtalya’ya henüz geleli on beş gün olmuştur. Enstitü’de bulunduğu odada yalnızdır. Telefon çalar. Telefona cevap verip vermeme konusunda tereddüt hâlindedir. Çünkü İtalyanca konuşamaz. Cevap vermeye karar verir, bir şeyler konuşur ama istenilen yanıtı veremez. Karşısında telefonda  bulunan İtalyan konuşmasından bir şey anlamaz ve sonradan öğrendiğine göre yanındaki arkadaşına  “ Bir Türk gibi konuşuyor.”  demiş. Bunun İtalyanca’daki anlamı “Konuştuğundan bir şey anlamadım.” şeklindedir. Gerçekten de İtalyan’ın karısında konuşan bir Türk, Tahsin Kesici’dir. İtalyanlarda bu tür şeyler çok vardır. Çok sigara içenlere de “bir Türk gibi sigara içiyor.” derler. İlk zamanlarda konuşmada zorlanan Kesici 2,5 ay sonra İtalyanca konuşmaya başlar. Sekiz ayda da iyice öğrenir. İtalya’ya vapurla  gider, vapurla döner. Bilgisi,görgüsü ve kendine olan güveni biraz daha artmıştır.

Yurda dönüşte ne yapacağının kararını verir. Eğitim gördüğü Ziraat Fakültesi’nin Zooteknik Bölümüne  Haziran 1961’de asistan olarak girer. Artık bilim adamı olma  yönünde tercihini kullanmıştır. 1964 yılında doktorasını tamamlar. 1965-1967 yılları arasında askere gider. Askerlik dönüşü Üniversite yeni kurulan Genetik ve İstatistik Kürsüsünde göreve başlar. 1969-1971 yılları arasında iki yıl süreyle Fedaral Almanya’da konusu ile ilgili doktora sonrası çalışmalar yapar. L971 yılında doçent olan Kesici, 1972-1982 yılları arasında Genetik ve :İstatistik Kürsüsü başkanlığı görevini sürdürür. Daha sonra Biyometri-Genetik Anabilim Dalı olarak yeniden yapılandırılan bu bili dalının  on yedi yıl başkanlığını yaparak bilim dünyasına hizmet etmiştir. 1979 yılında profesör olan Kesici, 1980-1984 yıllarında A.Ü.Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcılığı yapar. Artık bilimsel çalışmaların yanında yöneticilik çalışmaları da yaşamında önemli bir tutacaktır.

PROF. DR. TAHSİN KESİCİ REKTÖRLÜĞE GİDEN YOL

Prof. Kesici, dört yıl gibi bir süre Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Dekan Yardımcılığı ( 1980-1984) yapar. 1984-1987 yılları arasında aynı fakültenin dekanlığına getirilir. Bu süre içerisinde aynı zamanda Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevi de yapar. 1993-2002 yılları arasında dokuz yıl gibi uzun bir zaman Ankara Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyesidir. Tüm bu idari görevleri başarı ile yapar. Çevresinde sayılan, sevilen bir yöneticidir. Artık yöneticilik vasfı bilim adamlığı vasfının önüne geçer. Böyle bir ortamda Temmuz 2002 tarihinde YÖK ( Yüksek Öğretim Kurulu ) üyeliğine getirilir. YÖK Üyeliği yaptığı dönemde Yüksek Öğretim Kurumları’nın yeniden yapılanması, sorunları, uluslar arsı ilişkileri  gibi konularda bir hayli çalışmalar yapmış ve deneyim kazanmıştır. Böyle bir ortamda çalışırken yeni kurulacak olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ( TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğüne atanır. Bir Vakıf Üniversitesi olan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’ni üç yıl gibi bir zamanda bugünkü seviyesine getirir. Kendisi ile sohbetimizde bir ara okullarının diğer üniversitelerden farkı olup olmadığını sordum. İşte yanıtları:

1.Okula yeni başlayan öğrencilerine 1200 saat İngilizce dersi vermek sureti ile öğrencinin dil sorununu hallediyorlar.

2.Yabancı dil yeterlilik sınavını yabancılar yapıyor. Buna toefl deniyor. Toefl sınavını kazanmak demek, İngilizce eğitim yapan bir okulda, eğitim ve öğretimi İngilizce olarak izleyebilmek anlamına gelir.

Öğrencilere İngilizceyi öğretmelerine rağmen eğitim öğretim dili Türkçe’dir.

3.Okulda üç dönem eğitim yapılmaktadır.  2 dönem ders, kalan üçüncü dönem 3,5 ay ise okulun ayarlamış olduğu bir iş yerinde asgari ücretle staj yapma imkânının  sağlanması. Stajla birlikte okul yıl içinde on bir ay eğitim vermektedir.

4.Okuldaki öğrencilerin % 45’i burslu. ÖSS sınavında ilk 100’e giren öğrenci kendi okullarını tercih ederse ayda 1000 YTL eğitim yardımı alır.

5.Okula yeni başlayan öğrencilere diz üstü bilgisayar veriliyor. Ben kendileri ile 19 Ekim 2007’de görüşmüştüm. Ertesi günü 20 Ekim Cumartesi günü öğrencilere bilgisayarları teslim edilecekti. Ben o hazırlık ortamı yaşanırken Sayın Kesici ile görüşmüştüm.

Bir ara okullarında Ermenekli öğrenci olup olmadığını soruyorum: Ermenek ve Mut’tan öğrenciler olduğunu öğrendim. Prof. Dr. Tahsin Kesici, bir rektör olarak okulunun gelişmesi ve uluslar arası bir üne kavuşması için gece gündüz çalışıyor. Bir anlamda Vakıf Üniversitelerinin rekabet ortamında nitelikli insan gücü  yetiştirme , toplumda adlarını ön saflarda duyurma gibi hedefleri olduğu izlenimini edindim.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Ankara Söğütözü’nde 170 dönüm arazi üzerine kurulu yepyeni modern binaları olan bir üniversite. Gelişen,büyüyen, uluslar arası üne kendini hazırlayan bir üniversite.

Sayın Kesici ile bir ara Ermenek’i konu ediyoruz. Ermenek’in  kalkınmasından, tarihinden, il olmasından bahsediyoruz. Bu konularda Sayın Rektör bir hayli şikâyetçi. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

ERMENEK’İN İL OLMASI İÇİN ÇALIŞILMALIDIR

Ermenek’in il olması için 25.000 imza toplandı ve İç İşleri Bakanlığına sunuldu. Bu imzalar kolay toplanmadı. Örgütlenme çalışmalarında ve imza toplanma aşamasında Ankara,İstanbul, Konya gibi büyük kentlerde çok zaman ve emek harcandı. Bu işin İstanbul ayağında ben vardım. O nedenle harcanan emeği çok iyi biliyorum. Ermenek halkına bunu benimsetip anlatamadık. İmzalar ve dilekçe hâlâ yürürlükte diyor Sayın Rektör. Ermenek’te halkın il olmayı benimseyemediği gibi siyasi önderler de bu konu üzerlerine düşen görevi yapıp çalışmadılar diyor, Sayın Kesici.

Ermenek’in ekonomisini ve kazanç getirebilecek ürünlerini konuşuyoruz. Bu konuda önerilerinin olup olmadığını soruyorum. İşte ilginç bir yanıtı: Ermenek’e haşhaş ekimi izni geçmiş yıllarda verildiği halde bugüne kadar merak edip de bunun tarımı yapılmadı. Ermenekli haşhaş üretimini denemdi, öncülük yapan da olmadı. Bana göre Ermenek için gelir getirici bir üründü. Elma artık Ermenek için gelir getirici bir ürün olmaktan çıktı. Kiraz ve bağcılık yapılırsa emeği karşılayacak gelir sağlana bilir. Bilinçli turşu imalatının da Ermenek halkına kazanç getirebileceğini hatırlatıyor Ziraat Profesörü Sayın Kesici.

Prof. Dr. Sayın Kesici’nin en çok üzüldüğü nokta Ermenek’in tarihinin yazılmamış olmasıdır. Mutlaka yazılmalı diyor. Özellikle Türklerin bölgeye yerleşmesi  ile Fatih Sultan Mehmet Dönemi’ ne kadar olan Beylikler Dönemi hakkında ciddi ve güvenilir bilgiler yok. Her şey karanlıkta. Bu dönem ve sonrası araştırılıp aydınlatılarak yazılmalıdır düşüncesinde. Buradan Prof. Dr. Salim Cöhce’ye bir gönderme yapalım. Yöremizin tarihi ile yakından ilgilendiğini ve bu alanda çalışmalar yaptırdığını da biliyoruz. Umarız bu boşluğu dolduracak güzel bir eser yazar ya da öğrencilerine yazdırır. Hatırlanacağı üzere Prof Cöhce,İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü Anabilim Dalı Başkanı olarak Malatya’da görev yapıyor.

Söyleşimizi bitirirken, ülkemiz gençlerinin bilgili, kültürlü ve çağın gereklilerine uygun olarak yetişmesi için büyük çaba sarf eden değerli bilim adamımız ve üst düzey yöneticilerimizden TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Sayın Prof Dr. Sayın Tahsin Kesici’ye sağlık ve başarılar dileriz.

Hasan ŞİMŞEK