Anasayfa
HABİP ÇALIŞKAN
- Detaylar
- Kategori: Kim Kimdir?
- Yayın tarihi: Çarşamba, 12 Aralık 2012 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 3040
10 Çocuklu bir ailenin 6. çocuğu olarak 16 Ocak 1946 da, Balkusan’da doğmuşum. Babamın, hayatın ucuna çıkıp oynaması “dellendiğinden” değil, yol vergisinden (yol angaryası) kurtulmuş olmasındanmış.
Balkusan’da okula ilk başlayanlardan olduğum için , Ermenek Ortaokuluna da köyden ilk giden öğrenci oldum. Orta öğrenim sonrası (1962) ben de devre arkadaşlarımız gibi “yukarlara” gidebilmenin yollarını aradım. Amacım, en kısa yoldan bir devlet okuluna girebilmekti. Ne varki, köyde doğup büyümenin bu kapıları açmada en büyük engel olduğunu tüm öğrenim yıllarımda yaşadım. Akşehir Yatılı Öğretmen Okulu’nu kazanmış olmama karşın, “Memur ya da Tüccar” bir kefil bulamadığım için girememiş olmamı içimde hep bir sızı olarak taşıdım.
Yatılı bir okul sınavı için geldiğim Ankara’da, yazılı sınavları kazandığım halde sözlü sınavlarda hep başarısız sayılıyordum. Bir yere giremediğim gibi memlekete dönecek param da yoktu. Gündüzleri, Hergele Meydanı’nda, “Ne alırsan 5 kuraşa” taplacılığı yapıp gece de, Ankara Akşam Ticaret Lisesine kaydolup okumaya devam ettim. O yıllarda ticaret lisesini bitirenler, yüksel okul olarak sınavla sadece İ.T.İ. Akademilerine girebiliyorlardı. Ankara İ.T.İ. Akademisine 83. sırada girdim ama, çok sayıda arkadaşımız açıkta kalmıştı. Bu eşitsizlik karşısında direniş yolu göründü. Türkiye Ticaret Liselerini bitirenler cemiyetini kurdum. Akademi bahçesine bir ölüm orucu çadırı kurarak kontenjan açılması için direnirken bir yandan Ankara’da bir yürüyüş düzenlenmesine öncülük ettim. Sonuçta bir miktar kontenjan açılma kararı çıktı. Ticaret Lisesinden sonra, Merkezi Sistem sınavı için Atatürk Lisesi’de fark dersleri verip düz lise diplomasını da aldım ve merkezi sistem sınavı ile ODTÜ İnşaata da girdim. 1971 Ocak ayı ile 1974 yılları arası öğrenim yaşamıma zorunlu ara verilmişti. 1974 sonrası çıkarılan af ile inşaat mühendisliği diploması aldım. Ancak, 1974-1980 Eylül arası Ankara’da Ser Yayınevi yöneticiliği ve editorlüğü ile ekonomi-politik, materyalist felsefe, “üretim içinde eğitim” temelinde, ana-babaların ve çocukların eğitimi ile klasik ve neo faşizm üzerine yayıncılık yaptım. 12 Eylül darbesinden sonra, 10 ton kitabıma el konulup imha edilince inşaat işine başladım.
1997 Yılına kadar inşaat sektörününde çalıştım. Doğup büyüdüğüm köyüm Balkusan’dan hiç kopmadım. Karamanoğlu Mehmet Bey’in tarihsel öyküsünü hem çocukluğumdan itibaren canlı tarih anlatıları ile hem de ulaşılabilen hemen her kaynaktan araştırıp öğrendim. Özellikle Karaman’da düzenlenen, Dil Bayramı çerçevesinde, herkes “bizi bize anlatıyor”du. Bu yüzden, “Balkusan, Karmanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği’ni kurdum ve dönemin Karaman Millet Vekili sayın, Fikret Ünlü ile birlikte aldığımız bir karar ile, 1998 12 Mayıs günü Balkusan’da resmen; “Türk Dil Bayramı ve Karamanoğlu Mehmet Bey’i Anma Etkinliklri”ni başlattık.
Çünkü, Ermenek ve Balkusan’ın Türk Dilinin (Oğuzca-Anadolu Türkçesi) kaynağı olması ve Türkiye Türkçesinin kurumlaşmasına köklük etmiş olmasını gördüm ve bu değerin çok önemli bir kültürel miras olduğuna inandım. Ayrıca, yöremizin tanıtılmasında da dün olduğu gibi bu günde en önemli kültürel değer olduğu konusunda hiç kuşkum yoktur.
1998 den 2017 ye, “Balkusan Türk Dil Bayramı ve Karamanoğlu Mehmet Bey’i Anma Etkenlikleri”nin aralıksız günümüze kadar gelmesine öncülük ettim.
Balkusan’a kazandırdığımız kültür merkezi içinde bir; Türk Kültürü Müzesi ile, bahçesinde “Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Karamanoğlu Mehmet Bey ve Mustafa Kemal Atatürk” olmak üzere, bir “Türk Dili Büyükleri Müzes”inin oluşturulmasına öncülük ettim. Türk Dili Büyüklerinden, Karacaoğlan ve Aşık Paşayı Veli’yi de bu müzeye kazandırmak için olanaklar arıyorum.
Yılın 7 ayı, Balkusan’dayım. Ermenek-Balkusan yöresi insanının, Türk Dili, Türk Kültürünün gelişmesine katkı verebilecek olan bu türden etkinlikler içerisinde bulunmaya, söz düşerse anlatmaya devam ediyorum.
BİR YALNIZ ADAM!
Bu yazımda, iş ve organizasyon yönünden Taşeli çevresinde yalnız bırakılan bir adamdan ve yaptığı işin öneminden bahsedeceğim. Bu kişi Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği Başkanı Habip Çalışkan’dır. Yıllardır Karamanoğullarının ilk merkezinin Ermenek olduğunu ve Karamanoğlu Mehmet Bey’in Balkusan’daki türbesinde yattığını, bunun anlam ve önemini tanıtmak için gece gündüz çalışır. Kendisi bir mühendis Ankara’da oturur. Yılda birkaç defa Dil Bayramı etkinlikleri nedeni ile ilimiz Karaman ve Ermenek (Balkusan)’e gelir gider. Ankara’da, İstanbul’da, Ermenek ve Karaman’da Dil Bayramını, fermanın önemi ve tanıtımı için çeşitli kültür çevreleri ve otoritelerle görüşür, fikir alışverişinde bulunur. Bu adamın tek amacı Ermenek Beyliği de denilen ve kendileri Ermenek ve çevresinde yaşayan ama odak noktası Balkusan olan Karaman Beyliğini ve onların Türk kültür hayatındaki önemini anlatmak için çaba sarfetmesidir. Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneğinin amacı Konya Sarayı’nda ve Beyliğin egemen olduğu topraklarda Türkçe konuşulması için ilk fermanı çıkaran ve Türkçemizin yabancı dillerin esaretinden kurtulmasını sağlayan Mehmet Bey’i tanıtmaktır. Mehmet Bey’in mezarı Balkusan,’dadır. Balkusan Ermenek’in bir köyüdür. Taşeli Bölgesi (Mut, Anamur,Gülnar, Bozyazı , Gazipaşa, Alanya, Sarıveliler, Başyayla ) Karamanoğullarının yurdudur. Ermenekli aydınlar Karamanoğlularının merkezinin başlangıçta Ermenek olduğunu sonra Larande ( Karaman )’ye taşındığını bilmektedirler.
Her yıl 13 Mayıs günü kutlanan Dil Bayramı etkinliklerinde ve organizesinde Habip Çalışkan maddi ve manevi sıkıntılar içinde düşmekte adeta yılgınlığa ve bezginliğe varan bir çalışma sergilemektedir. Habip, Dil Bayramı etkinlikleri için biçilmiş bir kaftandır. Başta Ermenek olmak üzere çevresindeki kaymakamlıkların ve belediyelerin onu canı gönülden maddi ve manevi olarak desteklemesi gerektiğini düşmekteyim. Bu konuda kurulduğu günden beri çok fazla bir etkinliği olmayan Taşeli Belediyeler Birliği’ne çok iş düşmektedir. Ermenek Belediyesi, Taşeli Belediyeler Birliği çalışmalarında ne yazık ki liderlik görevini yapmıyor ya da yapamıyor. Balkusan, Taşeli ‘nin tanıtılması için çok önemli bir merkezdir. Orası Habip Çalışkan’ın tapulu mülkü değildir. Bugün var yarın yok. (1 ) Onun aldığı sorumluluk kadar diğer yerleşim birimlerimizin de sorumluluk alması önem arz eder. “Yalnız taş duvar olmaz. Ağaç yaprağı ile gürler. Bir elin nesi var; iki elin sesi var “atasözlerimiz birlik ve dayanışmayı vurgular.
Balkusan’a ve Karamanoğlu Mehmet Bey Külliyesine sahip çıkmak, tanımak ve tanıtmak Taşeli halkının tarihi bir sorumluluğudur. Hiçbir siyasi hedefi olmayan, ama hizmette kusur etmemeye çalışan Habip Balkusan’da çok güzel şeyler yapmış ve yaptırmıştır, yapmaya da devam etmektedir. Devlet Bakanımız Sayın Fikret Ünlü’nün girişimleri ile inşaat Mühendisi Ersin Arıoğlu tarafından yaptırılan Karamanoğlu Mehmet Bey Kültür Merkezi bakıma ve işletmeye hazır bir yerdir. Adını Karamanoğlu Mehmet Bey’den alan KMÜ yöneticileri ve bilim adamları daha burayı tanımış ve keşfetmiş değil. Üniversitenin orya el atması ve yöremizdeki bilimsel çalışmalara katılması için Habip Çalışkan’nın KMÜ’de girişimleri var ama yalnız bir adam olduğundan bu pek etkili olamıyor. Dileğimiz bu konuda kaymakamlarımızın ve belediyelerimizin, sivil toplum örgütlerimizin, muhtarlarımızın Dil Bayramı etkinliklerine ciddi anlamda destek verip Habip’in sesini dikkate almaları elzemdir. Sıfıra yakın bütçe ile Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneğinin ve Ermenek Belediyesi’nin bu işi ucundan, kıyısından tutması ile Dil Bayramı etkinlikleri cılız kalır amacına ulaşmaz. Her geçen yıl amacından uzaklaştırıldığını düşündüğüm Dil Bayramı etkinliklerine 2013 yılı Mayısının 13’ünde okulları, köyleri, beldeleri, kentleri ile bir bütün olarak çok iyi hazırlanıp atalarımıza yakışır bir şekilde kutlamamız ve Karamanoğlu Mehmet Bey’’in Türkçemiz ile ilgili “ Bugünden sonra hiç kimse, sarayda, divanda,meclislerde ve seyranda Türk Dili’nden başka dil kullanmaya, Defterler dahi Türkçe yazıla! “ buyruğuna sahip çıkmamız dileğimdir. 12.12.2012 . Hasan ŞİMŞEK
_____________________________________________________
1) Habip Çalışkan bu süreçte Kültür Merkezi önüne Türk diline önem veren ve gelişmesini sağlayan Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmut, Yunus Emre, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kaygusuz Abdal ve Mustafa Kemal Atatürk’ün büstleriyle Balkusan’ı daha da anlamlı bir hâle getirdi ve getirmeye devam ediyor.
DİL BAYRAMI VE ERMENEK YÖNETİCİLERİ
Bu yıl Dil Bayramı Etkinliklerinin 736. sını kutlayacağız ama ortalıkta bir ses seda yok. 12.12.2012 tarihinde Yeşil Ermenek’e “Bir Yalnız Adam “ başlığı altında yazdığım yazıda, Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği Başkanı Habip Çalışkan’ın Balkusan’daki zor uğraşılarına dikkati çekmiş ve yöneticilerimizin ve halkımızın dikkatini Balkusan’daki törenlerin hazırlanışına çekmeye çalışmıştım.
Sayılı günler çabuk geçer, kutlama gününe bir aydan az zaman kaldı. Ortalıkta, sivil toplum örgütlerimizden, belediyelerden ve kaymakamlıklardan hiçbir ses gelmiyor. Dil Bayramı Etkinliklerini kim düzenleycek? Bu iş tek başına elinde bir kuruş bütçe olmadan Habip Çalışkan’a yüklemeye çalışmak haksızlık olur. Gerçi kimse bu organizasyonu yap diye Habip’e bir zorlama yapmıyor ama bu işi birilerinin yapması gerek. Birlerinin değil el birliği ile herkesin Balkusan Dil Bayramı etkinliklerine katkı yapması gerek. Bu kültürel bir sorumluluktur.
Eğer, Ermenek’i tanıtmak için bir derdimiz olacaksa ki olacak! O vakit Balkusan’da yatan Karamanoğlu Mehmet Bey’e sahip çıkacak ve onun Ermenek topraklarında barındığını dünyaya haykıracağız. Şu an Ermenek’i tanıtacak iki ana konudan biri Ermenek Barajı diğeri de Karamanoğlu Mehmet Bey Külliyesi’nin ve kabrinin Bulkusan’da olmasıdır.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türk tarihindeki önemi onun Türk Dili’ne verdiği önem ve yayınladığı ferman ile ilgilidir. Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277’de yayınlamış olduğu fermanda “ Bugünden sonra hiç kimse, sarayda,divanda, meclislerde ve seyranda Türk Dili’nden başka dil kullanmaya “ söyleminden sonra “ Defterler dahi Türkçe yazıla!” diyerek Türkçe’nin yabancı dillerin esaretinden kurtarıp bağımsızlığına kavuşmasını sağlayan Türk büyüğü Karamanoğlu Mehmet Bey’dir.
Anadolu Selçuklu Sultanlarının dahi adlarının Farsça Keykubat, Keykavus, Keyhüsrev olduğu 13.yy da bu tepkiyi vererek Türk Dili’ne dikkati çekmesi ve her yerde Türkçe konuşulup yazılması emri onun ulusal bilince verdiği önemi ifade eder. İşte bu nedenle Mehmet Bey Türk Tarihinde büyük insanlar konumundadır. Bu nedenle biz Mehmet Bey’i her yıl 13 Mayıs’ta Balkusan’daki külliyesinde anmaya çalışıyoruz. Yeterli ölçüde bu konuya kurumlarımız ve sivil toplum örgütlerimiz ağırlıklarını koymuş değiller. Bildiğim kadarı ile Habip Çalışkan dört aydır kapı kapı dolaşıyor bir şeyler yapabilmek için adeta çırpınıyor. İl yönetimi, il kültür müdürlüğü, basın yayın organları kapı kapı geziyor ama nafile Karaman’da kapılar onun için kapalı. Yanında ne bir devlet kumru ne de bir sivil toplum örgütü var. Ne acıdır ki, İl Yönetimi Balkusan’da yapılan ve yapılacak olan Dil Bayarmı etkinliğine pek sıcak bakmıyorlar, anladığım kadarı ile Balkusan Etkinliklerini angarya kabilinden bile görmüyorlar. Kısacası Karman merkezin gündeminde Balkusan diye bir şey yok. Aslında Karaman ( Larened’nin )’ nın Dil Bayramı etkinlikleri ile tarihi bir ilişkisi yoktur. Ferman’ın okunduğu yer Konya Selçuklu Sarayı, Mehmet Bey’in mezarı da yakınları ile birlikte Balkusan’dadır. Şimdi orda güzel bir kültür merkezi ve anlamlı Türk büyükleri büstleri var. Bu büstlere Kaygısız Abdal’ın büstü de eklenecek. Bilindiği gibi Kaygısız Abdal, bir Karman Beyliği şairlerindendir. Dil Bayramı Etkinlikler çerçevesinde Karaman ilindeki öğrencilerinin orayı görmelerinde büyük yarar var.
Sayın Değerli vekilimiz Lütfi Elvan Bey, bu tür etkinlikleri sivil toplum örgütlerinin yapması gerektiğini yıllardır söyler, söyler ama bu iş para ile pul ile olur. Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği’nin kasasında para yok. Geçen 2012 yılı kutlamalarında Karaman merkeze 1 milyon 250 bin TL para geldi. Bunun bir kuruşu Ermenek’e yansımadı. Bu çok büyük bir adaletsizlik, haksızlık ve Taşeli’ne kayış aşırmadır.
Aslında bu tür etkinliklerin yapıldıkları yerler siyasilerin bedavadan gösteri yaptıkları ve propagandalarını yaptıkları yerler olmasına rağmen nedense parasal destekten uzak duruyorlar.
Sonuç olarak, Karamaoğlu Mehmet Bey Külliyesi ve Türbesi’nin Balkusan’da olması Ermenek turizminin gelişmesinde ve tanıtılmasında önemli bir ilgi alanı olacaktır. Dil Bayramı etkinliklerinde Taşeli kaymakamları, belediye başkanları hatta köyleri bigâne kalamaz. Özellikle Ermenek Kaymakamımız Sayın Hüseyin Sayın ve Belediye Başkanımızın Sayın Necati Akpınar’dan bu konuda çok aktif olmaları beklentisi içindeyiz. 7’den 70’e birlikte yapılması gereken bu tarihi etkinlik atalarımıza karşı bir borç ödeme anlayışının çok ötesinde Ermenek Turizmi’ne de büyük oranda katkı sağlamaya adaydır. Sıfır bütçe ile tek bir adam uğraşısı ile bu kutlama ve organizasyon istenilen düzeyde olmaz. Hep birlikte Habip Çalışkan Bey’in çalışmalarına destek vermek Tarihimize saygı, atalarımıza saygı, Taşeli Yöresi turizmine hizmet anlamına gelir.
Artık Ermenekli zenginlerimizin kültür ve tanıtıma katkı adına böyle etkinliklere destek verme zamanı geldi. Unutmayalım kültürel etkinlik bizim kimliğimiz, zenginliğimiz ve geçmişimizin günümüze yansıyan aynasıdır. 13 Mayıs Karamanoğlu Mehmet Bey’i Anma ve Dil Bayramı Etkinlikleri, birileri tarafından kendi ekseninden çıkarılıp başka mecralara doğru kaydırılma çalışmaları var. Yöneticilerimiz, sivil toplum örgütü kuruluşlarımızı bu konuda çok duyarlı olmaya davet ediyorum. Tarihimize ve tarihi değerlerimize sahip çıkalım. Değerini bilelim, öğrenelim ve öğretelim. Dil Bayramı Etkinlikleri bu işi için iyi fırsattır.
09.04.2013
Hasan ŞİMŞEK.
AZİM UYAR
- Detaylar
- Kategori: Kim Kimdir?
- Yayın tarihi: Salı, 30 Ekim 2012 09:43
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2669
AZİM UYAR ( 1 )
EĞİTİME OMUZ VERENLER
Ben, okul yaptıran hayırsever hemşerilerimize “ eğitim seçkinleri “ diyorum. Çünkü her vatandaş hayırsever olabilir ama “eğitim seçkini” olamaz. Örneğin, bir okulun küçük bir ihtiyacını gören, yoksul çocuklara kalem defter alan, onların giysi ve benzeri ihtiyacını sağlayan ya da okulun kütüphanesine birkaç kitap alan insanlara hayırsever diyebiliriz ama “eğitim seçkini” diyemeyiz. Eğitim seçkinleri, elini taşın altına koyup devletimizin zor anlarında büyük harcamalarla okul yaptırarak devletin zorunlu harcamalarına büyük oranda malî destek veren şahsiyetlerdir.
Taşeli Yöresi’nde, okul yaptıran Türk Millî Eğitimine destek veren çok değerli hemşerilerimizden aramızdan ayrılanlara Allah'tan rahmet, sağ olanlara da sağlıklı ve mutlu yıllar dileyerek yazıma başlamak istiyorum. Türk Milli Eğitimi’ne omuz veren bu saygın insanları günümüzden geriye doğru şöyle bir hatırlarsak*,
1. Nadir Haranioğlu ( Fatma Nadir Haranioğlu Ticaret Meslek Lisesi)
2. İbrahim Danacı (Güneyyurt-İsmail Danacı Anaokulu )
3. Azim Uyar (Güneyyurt’ta, Gülay-Azim Uyar Anadolu Lisesi )
4. Hasan Kalan (Anadolu Lisesi, Fen Lisesi ve Yurtları )
5. Mehmet Çakır ( Fikriye Mehmet Çakır Anadolu Sağlık Meslek Lisesi
6. Hakkı Polat ( Hatice -Hakkı Polat İlköğretim Okulu)
7. Galip Sumra (Zehra Galip Sumra Atatürk İlköğretim Okulu )
8. Leyla Vekfioğlu ( Pamuklu ( Cenne ) İlköğretim Okulu)
9. Hurşit Akpınar ( Güneyyurt Hurşit Akpınar İlköğretim Okulu )
10. Nuri Çetin ( Görmel İlköğretim Okulu )
11. Karpuzcu Kardeşler ( Ermenek Kütüphanesi )
12. Hacı Mustafa Demirok (Ermenek Meslek Lisesi )
13. Mustafa Barcın (Ermenek İmam Hatip Lisesi- Sarıveliler İmam Hatip Ortaokulu)
14. Balkusan Nuri Türkyılmaz İlköğretim Okulu ( Yapılıyor bitirilmek üzere)
15. Ahmet Keleşoğlu tarafından Ermenek ve Başyayla’ya yaptırılan kültür merkezleri
16. Yaşar Alıçlı tarafından yaptırılan Ali Rıza Alıçlı Rehabilitasyon Merkezi
17. Ermenek Fatih İlme Hizmet Derneği ve diğer derneklerimiz tarafından yaptırılıp işletilen özel öğrenci yurtları.
18. Hasan Kalan Anadolu Lisesi
19. Hasan Kalan Fen Lisesi
İbadethane olarak;
1. Ahmet Keleşoğul Camii
2. Halil Akbaş Cami
Bu kurumların hemen hepsi hizmete açılırken biri ikisi hariç, MEB ve il yönetimi tarafından mütevazı bir törenle açılmış kurumlar değildir. İl yönetimleri ve MEB okullar yapılırken ilgisiz kalmış ve yapılışlarında ve açılışlarında yaşadıkları sorunları gidermek için ciddi bir çalışma yapmamışlardır. Bundan sonra yapılacak okul ve diğer kurumlara karşı ilçe, il merkezinin ve ilgili bakanların duyarlı olmasını Taşeli halkı olarak bekliyoruz.
Yukarıda sıraladığım listenin dışında kalan hemşerilerimiz varsa lütfen kendileri ve yakınlarının bize isimlerini hatırlatmasını rica ediyorum. Okul yaptırıp da listeye dahil etmediğim iki önemli isim var: Biri İstanbul ve Konya'da 100 milyon dolara yakın her kademedeki okul inşaatları için harcama yapan Ahmet Keleşoğlu, diğeri de Konya merkezde okul yaptıran kayınbiraderi Nazım Karpuzcu'yu da yeri gelmişken hatırlatmakta yarar var diye düşünüyorum. Ama bizim konumuz şimdilik Ermenek ve çevresinde okul yaptıran “eğitim seçkinleri”dir. Aslında bu eğitim seçkinlerinden bazılarını geçmiş yıllarda Dil Bayramı etkinlikleri nedeni ile Ermenek'e gittiğimde görüşüp söyleşi yaptım ve onları ayrıntılı olarak yazdım. Bu yazı serisinde yöremizde yetişen ve hayırseverliliği girişimciliği ile tanınan Güneyyurtlu hemşehrimiz Azim Uyarı yazacağım.Geleceği okuma üzerine kurgulu olan yoksul Taşeli çocuklarının önünü açan ve onların acımasız rekabet koşullarında ve zor şartlarda yarışa katılmalarına yardımcı olan gönlü memleket sevgisi ve ve okuma sevgisi ile dolu olan çok değerli insanlarımızı saygı ve minnetle anar ve onları keyifle yazmayı yörem Taşeli adına kendime bir görev sayıyorum. 30 Ekim 2012
-------------------------------------------------------------------------------
* Okul yaptıran hemşerilerimizi tek tek listeledim ki ilgili devlet birimleri bunların kimler tarafından ve nerede ve ne amaçla yapıldığı bilsin ve gerekli olduğu zaman kullansın.
AZİM UYAR ( 2 )
TAŞELİ’NDE EĞİTİME OMUZ VERENLERDEN
Ben onlara “ eğitim seçkinleri”diyorum. Geçen sayıda bir genelleme yaparak Güneyyurtlu iş adamı Sayın Azim Uyarı tanıtıp yaptıkları hayır hizmetlerini yazacağız. Azim Uyar,
1964 Güneyurt doğumlu genç bir müteşebbis. Madencilik sektöründe iş yapar. Güneyyurt’taki Şekerler Sülalesinden Fadime ve İbrahim Uyar’ın altı çocuğundan ( Emiş, Süleyman, Azim, Gülşen, Ayşe ve Cevdet ) üçüncüsü. Eğitimi orta öğretim, küçük yaşta babası ile birlikte madenciliğe merak sarmış bir iş adamı. Hayırseverliliği ile tanınıyor. Doğup büyüdüğü Ermenek’in Güneyurt beldesine 16 derslik MEB’in tavsiye ettiği ve uyguladığı bir Anadolu Lisesi binası projesini hayata geçirir. On dönüm arazi üzerine yapılan Gülay-Azim Uyar Anadolu Lisesi önümüzdeki 2013-2014 eğitim öğretim yılına açılacak. Şu an bitmiş vaziyette.
Azim Uyar, beldesine Anadolu Lisesi’nin haricinde başka sosyal sorumluluk projesi kapsamında güzel işler yapmıştır, Aralık Mahallesi’ndeki caminin yapımında büyük katkısı vardır. Habip Mahallesi, Pınargözü Mahallesi camilerinin kalorifer tesisatları ile Merkez camisinin büyük ayaklı kliması onun tarafından sağlanmıştır.
Güneyyurt beldesine yardım amacı ile bir adet büyük kamyon ve iki adet bir çift kabin pikap bağışı yaptığı gibi beldenin parke taşlarının döşenmesine ve çocuk oyun alanlarının düzenlenmesine ve onlar için oyuncak sağlanmasına katkıları vardır.
Güneyyurt’taki öğrencilere kırtasiye yardımı ve üniversitede okuyanlara burs sağlaması ki bu bu yıl için 117 kişidir. Onun beldesine olan sevgisini gösteren eylemlerdir.
O Güneyyurt’a verdiği hizmetlerin yanında Ermenek ‘de büyük hizmetleri vardır:
Ermenek Sağlık Müdürlüğüne bir adet seyyar hastane aracı bağışlar. Ermenek Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne yardım, Göktepe YİBO’nun güneş enerjisi ile donanımı ve Göktepe’ye güzel bir park dizayn etmek gibi yardımları olduğu gibi iş alanı bulunduğu Manisa-Soma İlçesi Emniyet Müdürlüğüne yeni bir araç sağlar. Ayrıca Soma7nın Derkael köyünün camisinin minaresini de yaptırır.
Konya’nın Ilgın ilçesi Çavuşça beldesine içme suyu için sondaj yaptırma, diğer ekipmanları alarak su şebekesini evlere kadar götürme çalışmaları ve mahalle aralarını parke taşlarla döşemesini sağlama gibi hizmetlerinin yanı sıra beldeye bir adet de ambulans alarak onların hizmetlerine vermiştir.
Sayın Azim Uyar’ın yardımseverliği bununla da sınırlı değildir. Denizli ili Canneli ilçesi Karabayır köyüne köylüler için büyük bir ihtiyaç olan köprü yaptırmıştır.
İzmir-Dokuz Eylül Üniversitesi’ne Gülay-Azim Uyar adını taşıyan güzel bir konferans salonu yaptırmıştır.
Azim Uyar, hemşehrimizin genç yaşta sosyal sorumluluk projesi adı altında yapmış olduğu bu yardımlar şüphesiz toplumumuzun yaşam seviyesini iyileştirme adına güzel şeylerdir.
Diğer eğitim seçkinleri gibi özverili çalışmaları nedeni ile kendilerini kutlarız. 30.10.2012. Hasan Şimşek.